AK Parti'nin Demokrat Parti'ye ve özellikle ANAP'a benzerlik noktaları o kadar çoktur ki, sırf bu konuya münhasır birçok tez yazılabilir. Demokrat Parti, milletimizin demokrasi mücadelesinde eşsiz bir yere sahip ama takdir edersiniz ki, tarihsel olarak o dönemde saflar henüz billurlaşmadığı için değerlendirme yapmak nispeten biraz daha zordur; tespitler daha sisli ve silik kalacaktır. Kendilerini Demokrat Parti'nin devamı olarak niteleyenlerin önemli kısmının son konaklarının vesayet sistemi sözcülüğü olduğu düşünülürse ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır. Bu yüzden şimdilik Demokrat Parti'yi analizimize katmayalım; dün Demokrat Parti'yi destekleyen kasketli ve poturluların çocuklarının bugün Ak Parti'den yana olduklarını, dün rahmetli Menderes'e duyulan kin ve hasedin bugün Erdoğan'a karşı hissedildiğini belirtip geçelim.
Bize göre ANAP ve Ak Parti arasındaki en büyük benzerlik noktası, rahmetli Özal ve Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmatik liderliklerindedir. İkisi de darbeleri müteakip milletin demokratik bir rejim ve yenidünyada yerini alma taleplerini temsil eden karizmayı ete kemiğe büründürmüşlerdir. İki liderin aile yapıları, sınıfsal kökenleri, üslupları gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda ilk bakışta benzerlikten ziyade farkların görüleceği doğrudur ama biz yine iddiamızda ısrarlı olacağız. Onların farklılıkları, kişisel ve tarihsel, nispi ve arızidir; benzerlikleri ise yapısal, temel ve esastır. Benzerlikleri, yapısal, temel ve esastır çünkü kökenlerinde ortak inanç, yaşam tarzı ve Milli Görüş fikriyatı bulunur. Cumhuriyet tarihimizin en güçlü siyasi tavır alışlarından birisi olan Milli Görüş Hareketi, maalesef bugüne kadar hak ettiği akademik ilgiyi görememiş, yeterince incelenememiştir.
Yazının devamı: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/ErolG%C3%B6ka/milli-gorus-ozal-ve-erdogan/44455































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.