Siyasi ve toplumsal tarihimizi, gündemi anlayabilmek için psikolojiden bakıldığında katkı sağlayabilecek bir kavram da karizma. Fanatizm gibi karizmayı da anlarsak siyasete ve topluma bakışımız, hem derinlik hem netlik kazanabilir. Bazı liderleri, kimi özellikleri diğerlerinden kesinlikle farklı kılıyor. Bu farklılık, tüm diğer unsurların yanı sıra kişilik özelliklerini kapsayan bir psikolojik öğeyi de ihtiva ediyor. 'Karizma' kavramı, işte bu psikolojik öğeyi tanımlamak istiyor.
Liderin karizmasının; toplumu, kitleleri etkileme gücünün kaynağı, doğrudan doğruya insanın grup-varlık oluşuyla ilgili görünüyor. Nasıl zekâ, kavrayış ve hafıza gücü gibi bireysel yeteneklerimiz varsa, grup-varlık olma hususunda da birbirimizden farklı özellikler, yetenekler taşıyoruz. Grup-varlık olmaktan kaynaklanan yeteneğimize, içinde yaşadığımız toplumu anlama ve koruma potansiyeli diyebiliriz. Aramızdan bazılarında, bu yetenek çok daha gelişmiş durumda; onlar hep kendilerini topluluklarına adama, sürekli olarak topluluklarını düşünme eğilimindeler. Bunda ne kadar başarılı olabilirlerse o kadar liderlik yeteneğini ve karizmayı haiz oluyorlar. Bizim ve grubumuzun insanlık halini fark eden, bize ve grubumuza değer veren, bizleri koruyan insanlara daha çabuk güveniyor, onları öne çıkararak liderleştiriyoruz. Bu kişilere karizmatik özellikler bahşediyor ya da Yaratıcı tarafından bahşedilmiş olduğuna hükmediyoruz. Zaten karizma kavramı, en çok 'Maşallah' sözünün anlamına yakın düşüyor.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/ErolG%C3%B6ka/recep-tayyip-erdogan-ve-karizmasi/43796































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.