Bazıları, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğundan beri yaptıklarını yapmakta ısrar etti; görmezden geldi söylediklerimizi. Niye millet her geçen seçimde artan bir biçimde ona oy veriyor sorusunu yine düşünmemeyi yeğlediler. Bazıları, 'tamam hizmet yapmadı demiyoruz ama özellikle üslup hatalarını karizmanın arkasına gizlemeyin' diye tepki verdiler. Buna rağmen anlayan anladı ne demek istediğimizi.
Anlayanlar ve hak verenler iki türlüydü. İlk grupta bizim gibi toplumlarda karizmatik liderliğin önemini bilip destekleyenler, ikinci grupta ise aynı bilgiden yola çıkarak Erdoğan'a köstek olmak isteyenler var. Köstek olma nedenleri çok basit, çünkü ülkemizin, milletimizin, demokrasimizin gelişmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Sağır sultan duydu Türkiye'nin sessiz devrimini, dünya âlem biliyor demokrasi tarihimizde Erdoğan'ın taşıdığı önemini. Bundan rahatsız olanlar da biliyor ve o yüzden milletimiz aleyhine kuracakları tuzaklara onun şahsından başlamak gerektiğine inanıyorlar, siyasi hayatımızdaki etkisini azaltmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Siyasi tarihimizde Recep Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği her ne varsa, (demokrasimizin vesayetten kurtularak gelişip güçlenmesi; siyasi ve ekonomik oligarşinin alt-edilmesi; toplumun kendine güveninin, huzur ve barış ortamının, yükselmesi; siyasetin itibarının arttırılarak Meclis'in sorunların çözüm yeri haline dönüşmesi) esasen onlara karşı çıkma arzularını, onun şahsiyetine yönelik saldırılarla gerçekleştirmek istiyorlar.
Recep Tayyip Erdoğan'ı önümüzdeki seçim süreçleri içinde kurulan tuzaklarla siyaset sahnesinde silmek isteyenlerin gerçek niyetlerinin anlaşılabilmesi için karizmadan mahrum kaldığımızda ne hale geldiğimize şöyle bir bakmak yeterli. Son bütçe konuşmasında Erdoğan, bizim tespitlerimizi, siyasi istikrar ve ekonomik büyüme zaviyesinden bakarak şu sözlerle ifade etti: 'Biz bunu geçmişte iki kez daha yaşadık. Menderes'in iktidarında Türkiye ekonomisi büyümüş ülke güç kazanmıştı. 1983-89 arasında merhum Özal döneminde Türkiye büyük atılımlar gerçekleştirmişti. Siyasi iktidarsızlık dönemlerinde Türkiye ekonomisi kan kaybetmişti. Geçmişte yaşanan bugün de AK Parti hükümetleri döneminde süren tecrübe gösteriyor ki Türkiye sağlam bir zemine sahip olduğu sürece büyümeye devam edecektir.' Biz buna siyasi istikrar ve ekonomik büyüme de dâhil olmak üzere, tüm olumlu gelişmelerin ancak karizmatik bir liderlikle mümkün olabildiğini ilave etmek istiyoruz. Milletin umutlarını yatırdığı, karizma bahşettiği liderlik olmazsa, burada demokrasi değil bürokratik oligarşi ve vesayetçiler kazanır.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.