Erzurum Botanik Parkı’nın temellerini Sayın Yaşar Sütbeyaz Rektörlüğü döneminde atmış. Bu parkta hem Erzurum kökenli bitkiler hem de Türkiye’nin, hatta dünyanın çeşitli bölgelerinden getirilmiş bitkiler yer alıyor. Park ziyaretçileri çeşit çeşit bitkinin önünde meraklı bakışlarla dakikalar boyu takılıp kalıyor. Parkın ilgi çeken bir yönü de Tarım alet ve makinelerinin sergileniyor olması. Yüz yıl önce göçüp gitmiş çiftçilerin kullandığı aletlerle günümüz çiftçisinin alet ve edavatı birbirine bakıyor.
Şüphe etmiyorum ki, Yaşar Sütbeyaz bu eseri ile Erzurum tarihine mal olacaktır
Parkı gezerken “Keşke bir başka üniversite yetkilisi de botanik parkına paralel, burada, “Hayvancılık Parkı” kursa diye düşündüm. O zaman Doğu Anadolu Kırmızısı da, Hınıs’ın Kolu kısası da ve daha nice bölge kökenli hayvan da bu park ziyaretçilerinin önüne konurdu.
ERZURUM HAYVANCILIĞI
Maddi olarak Erzurum’un dayanağının “Hayvancılık” olduğunu hepimiz söylüyoruz.
Ancak konunun ayrıntılarına girebilenimiz maalesef pek azdır.
Bunu yapabilmek için Mer’a ve hayvan Islahçıları; et, süt, yapağı, deri, ilaç, boynuz, teknologları gerekir.
Bir ikinci husus, entegre, yani birinin bıraktığı yerden alıp bir başkasının devam ettireceği bir faaliyetin gerektiğidir. Bunu kârlılık olmayınca ortamdan çıkan kapitalist ilkelerle değil ancak feragat esaslı cemaat hareketi ile yürütebiliriz.
ERZURUM’UN YEŞİL PETROLÜ: DAĞ FLORASI
Bir dağlar mahşeri olan Erzurum dağlarındaki ot çeşitliliği günümüz bilim adamlarınca tesbit edildiği gibi Erzurum’a yolu düşen kimi seyyahların da dikkatini celb etmiştir. Özellikle bu otlardan yapılan envai çeşit ilaçlar yıllar öncesinin Erzurum’una ait kayıtlarda geçmektedir.
Dünya çapında bir yonca uzmanı olan hemşerimiz Prof.Dr. Şehabettin Elçi “ET MESELESİ, OT MESELESİDİR” diyerek Türkiye’nin çayır ve meraları ile bir anlamda “OT DEPOSU” olan Erzurum’un nasıl bir gıda kaynağı olduğuna işaret etmiştir. Her devirde bir kilo et, bir litre petrolden daha değerli olmamış mıdır?
Yabancı gözü ile bakarsanız “Erzurum dağları kar ile boran”dan ibarettir.
Bizler Erzurumlu gözüyle bakıyor dağlarımızdaki servet ile övünüyoruz.
İnşaallah serveti gururla seyretmek, sonra da birbirimize övmek yerine, ondan yüksek kazançlar elde edeceğimiz günler de gelecektir.
Doğu Anadolu Kırmızısı Boğa
Erzurum Sazlığı ve onun yüzlerce çeşit kuşu, börtüsü, böceği, yine akademik himmet bekleyen bir mühim konudur. Palandökenlerin zirvesinden sazlığı seyrettim. Erzurum denince, tarih öncesi zamanlarda dahi kendinden söz ettiren Erzurum Sazlığı şimdi üniversite arazisi içinde kalıyor dolayısıyla da ilmi araştırmaları eli kulağında bekliyor.
Bundan sonraki yazımın konusuna gelince:.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’i hatası ve sevabıyla yazımızın konusu olacak.
Tekrar birlikte olmak dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.