• İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Erzurumlu Komitacıların Bir Numarası Kazım Yurdalan

M. Çetin BAYDAR

15.Mart.1945 yani  günümüzden 65 yıl öncesi.

Komitacılıkla ömrü geçmiş    Kazım Yurdalan “Artık  Erzurum’a kalıcı eserler kazandırmak gerekir” diyerek  Belediye Reisi  koltuğuna oturuyor (1945-1949)

Ancak Onu ÖNCE tarihi kişiliği ile tanıyalım::

Kazım Yurdalan

Kâzım Yurdalan (1881/2-1962) asker ve siyasetçi kimliği ile bir döneme tanıklık etti. Erzurum`un yerli ailelerinden Kazanasmazlara mensuptu. Babasının yönlendirmesiyle Mahalle Mektebi`nden sonra Askeri Rüşdiye ve İdadi`yi bitirdikten sonra Harb Okulu`na girdi. Harbiye`deki öğrencilik yıllarında tanıştığı İttihatçı fikirlerin takipçisi oldu. 1902`de Harbiye`den mezun olduktan sonra Erzurum`da görev yaparken 1905`de başlayan 1906 ve 1907`de gittikçe şiddetlenen Erzurum isyanında yer alan zabitler arasındaydı. II. Meşrutiyet’in İlanı’ndan önce Harbiye`den tanıdığı ve büyük saygı duyduğu Ömer Naci ve Halil (Enver Paşa`nın amcası) Bey ile İran`daki hürriyet mücadelesine katıldı. İkinci Meşrutiyet`in ilanından sonra piyade sınıfından ayrılarak jandarmaya geçti. Muş`ta ve Pazar`da (o dönemki adı ile Atina) görev yaptı. Ermeni ve Rum çeteleriyle mücadele etti. 1914`te I. Dünya Savaşı`nın başlamasıyla Kafkas Cephesi`nde görev aldı. İlk önce Ermeni Taşnak çeteleriyle sonra da Ruslarla zorlu bir mücadeleye girdi. Erzurum`un işgale uğramasına tanıklık etti. Savaşın son yılında Elviye-i Selâse`nin anavatana katılma sürecinde, bu bölgede Jandarma Teşkilatı`nı kurmakla görevlendirildi. Burada yaptığı çalışmalarla herkesin takdirini kazandı. 30 Ekim 1918`de Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra yurt genelinde işgal tehlikesi baş gösterince, görev yeri olan Trabzon`da kendisi gibi İttihatçı kökenden gelen dava arkadaşları ile toplantılar yaptı. Onları örgütlenmeleri konusunda yönlendirerek, Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti`nin kurulmasına katkıda bulundu. Mütarekenin ağır siyasi ve askeri baskısı altında, acımasızca başlatılan İttihatçı avından payına düşeni aldı. Yargılanması için hakkında işlem başlatıldı. Binbaşılıktan emekliliğini isteyerek Erzurum`a geldi. İttihatçı bir yapılanmanın içerisinde yer aldı. Gizli surette örgütlenmiş olan İstihlâs-ı Vatan Cemiyeti`nin çalışmalarına katıldı.
Mondros Mütarekesi`nin ağır şartlan, büyük bir tehlikeyi de beraberinde getiriyordu. Birlik ve beraberlik sağlanmadığı müddetçe bu bölgede Ermenistan`ın varlığı kaçınılmazdı. İzmir`in işgalinin doğudaki yansıması bu endişeyi daha da büyüttü. Kâzım Bey, kendisi gibi vatansever arkadaşlarıyla bu tehlikeye karşı önlemler almaya başladı. Bu amaçla Vilâyât-ı Şarkiyye Müdâfaa-ı Hukûk-ı Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi`nin faal hale gelmesinde büyük katkıları oldu. Trabzon`daki milli cemiyet ile yapılan iş birliği Erzurum Kongresi`ni vücuda getirecekti. Mustafa Kemal Paşa`nın Erzurum`a geldiği günlerde Kongre`nin toplanma hazırlıkları da son safhasına ulaşmıştı. Onun askerlikten istifasından sonra Rauf Bey ile birlikte kongre delegesi olması için yerini bırakan, iki kişiden birisiydi. Kongrede alınan kararlarının milli amaçlar doğrultusunda şekillenmesinde önemli rol oynadı. Mustafa Kemal Paşa`nın Sivas Kongresi`ne katılmak üzere Erzurum`dan ayrılmasından hemen önce, ona Erzurum hemşeriliğini teklif eden ve yol giderlerini karşılamak için gerekli maddi kaynağı bulan da Kâzım Bey`di.
Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra duyulan lüzum üzerine, yeniden askerlik mesleğine dönüş yaptı. Doğu Cephesi`nde başlatılan ileri harekâtta görev alarak Kars`a ilk giren birliklerin başındaki kumandanlardan birisiydi. Bu kutlu zaferden ötürü Soyadı Kanunu çıktığında "Yurdalan " soyadını alacaktı. Doğu Harekâtı`nın ilerleyen safhasında da emrindeki XXIX. Alay ile katılmış ve Gümrü Bölge Kumandanlığı`na getirilmişti. Bu cephedeki başarısından ötürü Büyük Millet Meclisi tarafından rütbesi yarbaylığa yükseltilmişti.
1921`in bahar aylarında ikinci kez giyindiği üniformasını çıkaracak ve Kars`a yerleşerek kendisine yeni bir hayat kuracaktı. Cumhuriyet`in ilanından sonra uzun bir süre burada ikamet edecekti. Sınır şehri olmasından ötürü ticaret oldukça canlı idi. Kâzım Bey`de kurduğu ortaklık ile akaryakıt, halı, un ticareti ile uğraşacaktı. Yeni kurulan devletin kalkınması için sorumluluk üstlenmekten de geri kalmayacaktı. Fakat dönemin şartlan itibarıyla bunu Cumhuriyet Halk Fırkası `nın bir alt kuruluşu olan Halkevlerinin çatısı altında gerçekleştirmeye çalışacaktı. Aktif siyasetten ziyade halkın sorunlarını çözmeye yardımcı olmayı düşünecekti. Kars`ın ticari sorunlarını içinde bulunduğu her sosyal ortamda ifade edecek hatta üreticinin kârını artırması için makaleler kaleme alacaktı.
Askerî geçmişi başarılarla dolu olan ve Ermeni çeteleriyle mücadele eden Kâzım Bey`e Kars`ta bir suikast düzenlendi. Bu kötü olay beraberinde ticari konulardaki başarısızlığı da getirince 1935`te Kars`tan ayrılmak zorunda kaldı.
Trabzon, Nafıa Komiserliği`ne getirildi. IlI. Umûm Müfettişlik makamında bulunan Tahsin Uzer`le yaşadığı sıkıntılardan ötürü buradan da ayrıldı. Yüksek Mühendis Mektebi İdare Müdürlüğü`nü üstlendi. Dönemin bakanlarından Ali Çetinkaya ile olan dostluğu sayesinde gerçekleşen bu memuriyetlerin son durağı Konya oldu. Orada da Nafıa Komiserliği görevine devam etti. Geniş ailesinin ekonomik sorunlarını çözebilmek için Türk Hava Kurumu Konya Şubesi`nin yöneticisi oldu. 1945`de bu görevinden de ayrılarak Erzurum Belediye Başkanlığı`na getirildi.

BELEDİYECİ  OLARAK KAZIM YURDALAN

Belediye Reisi olarak Erzurum`un su, kanalizasyon ve temizliği baş meselesiydi Şehirde imar faaliyeti başlattı. Belediyenin dar bütçesine rağmen halkın işbirliği ile birçok meselenin üstesinden gelmeyi başardı. 1950`de Erzurum Belediye Başkanlığı görevinden istifa ederek yapılacak genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi`nden milletvekili adayı oldu. Demokrat Parti`nin yurt çapında halkın desteğini almasından ötürü seçimleri kaybetti. Bir müddet ilerlemiş yaşına rağmen Aşkale Kükürtlü Kömür Ocaklarında idarecilik yaptı. Yakalandığı amansız bir hastalığın sonucu olarak 13 Kasım 1962`de öldü.

DEĞERLENDİRME VE BİRKAÇ HATIRA

CHP dönemi Erzurumlu Belediye Başkanlarıdan  bu güne gelen  tek eser, Kazım Yurdalan’ın inşa ettirdiği Asri Mezarlık’tır. Cemalettin S.Revnakoğlu Erzurumlu birçok  şahsiyetin  mezarlarını  buraya naklederek yeni nesillerin onları unutmamasını sağlamıştır.

Yurdalan’ın makam arabası da hayli meşhurdur. İki atın çektiği körüklü payton Erzurumlulara kimi korku kimi alay konusu olmuştur.

Rahmetli  İsmail Gürcan’dan dinlemiştim. Bir gün Erzincan çarşısında yaşlıca bir nine yumurta seçmektedir. Yumurtaların kuş yumurtası kadar küçük olmasına rağmen beş kuruştan satıldığını öğrenirce de bedduaya başlar. “Vay belediye reisi  ocağın BATSIN” der. Tesadüf bu ya Kazım Yurdalan da ordadır.  Hemen sepetten bir yumurta alır tavuğa benzer şekilde çömelip yumurtayı eliyle mabadının altında tutar.

“Belediye ne yapsın, Bu yumurtayı ben mi yumurtladım” der.

Yine İsmail Usta anlatır:

Ramazanın kış günlerine rastladığı  bir yıldı. Yurdalanla birlikte Lalapaşa Camiinin önünden geçiyoruz. Camii dolmuş, cemaat son cemaat yerindeki hasırların üzerine kadar taşmış

Yurdalan:

“Bak! Şu anda halk evinin kaloriferleri yanıyor, binanın dört köşesi hamam gibi.

Ama orda kimse yok  ahali hep burada. İsmet’e (İnönü) dedim  , din bedava bütçeye yük değil, bırakın şu laiklik denen işin arkasını..

Kazım  Yurdalan 27 Mayıs Darbesiyle (Tabii o ve onun gibiler inkılap diyordu) coşmuştu.Bir gün kükrer:  “Erzurum’da iki Dadaş kalmadı mı, gelsin bu mürtecilerin kökünü kazıyalım”

“İnkılapçının Serveti bir avuç vatan toprağıdır” diye mezarına yazdıran Kazım Yurdalan “İnkılap” derken anladığı şüphesiz ki Jöntürk değerleriydi.

Allah Rahmet eyleyip, taksiratını affetsin.
Bu yazı toplam 8983 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim