Bundan sonra ezeli ve ebedi bir sürgün olacaktım, cennete uzak, cehenneme yakın, aşkımın ve vatanımın Araf'ında. Ezeli ve ebedi bir "exul immeritus" olacaktım, çok sevdiğim memleketim Floransa'nın göğünde ve hep de "haksız sürgün" olarak kalacaktım gençlik aşkım Beatrice'in gölgesinde.
Ben hayatımda iki şeyi sevdim: Floransa ve Beatrice. Floransa tek vatanımdı, Beatrice tek aşkımdı. Aklımı şehrime adamıştım bütün bir varlığımla, kalbimi aşkıma teslim etmiştim bir daha almamak üzere. Sonra her ikisini de kaybettim. 25 yaşında aşkımı, 36 yaşımda şehrimi kaybettiğimde her şey için çok geçti artık. İflah olmaz bir sürgündüm artık. Aşksız ve vatansız bir "exul immeritus" (haksız sürgün).
Beyaz Guelfolar'a çok umut bağlamıştım. Siyah Guelfolar Floransa'ya hâkim olduğunda sonumun başlangıcına ilk adımımı atmıştım: Ezeli ve ebedi bir sürgündüm. Ravenna bana el sallayacaktı uzak uzak. Bedenim bir yere, ruhum başka bir yere savrulacaktı. Beni bir arada tutan vatan ve aşk acısı olacaktı. Kalbimi kuşatan, içimi yutan vatan ve aşk acısı. Hiçbir şey düşündüğüm gibi olmamıştı. Siyasi komploların kurbanı olmuştum. Kader aşkımı, muktedirler vatanımı elimden almışlardı. Karanlık bir ormana dönmüştü bütün bir hayatım. Başı sonu olmayan karanlık bir orman.
Bedenimi yakmak istiyorlar, sevgili. Duyuyor musun? Düşmanlarım ferman çıkarmış, bedenimi yakıp beni ebediyen Floransa'mdan ayırmak istiyorlar. Buna güçlerinin yetmeyeceğini bile bile, böyle bir işe girişmek istiyorlar.
Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/bir-surgun-iki-ask-k5900.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.