İstiklali muştulayan kelimeler, dimağına doğar çocuğun her uyanışta… Her kelime bir infilak, her haykırışta… Maveraünnehir’den Tuna’ya, Tuna’dan Nil’e çağlayan sular gibi duru bir bakışta… Samimiyetle büyür her mana, ikiyüzlülerden saklar kendini. Feraset ve dirayetle irfan yokuşundan çıkar sonra. Artık vakur duruşun lisanıdır delikanlı. Bedenini spor ve ibadetle, ruhunu hüzün ve edebiyatla yoğuran delikanlı olgunlaşır. Haksızlığın, cehaletin ve ataletin karşısında daima dimdik durur.
Güzel ahlakın yürek iklimine sirayetinin en güzel örneği olan Mehmet Akif Ersoy, hem derslerinde hem sporda hem de dini konularda kendini en güzel şekilde yetiştirir. İçiyle dışıyla, ruhuyla bedeniyle davasına gönül koyar. Bir ülkenin “Korkma!” nidası, ümitvar kelimeleri, cesaret hutbeleridir. Fakirin, hastanın ve yetimin yarım kalan cümleleridir. Mazlumların tek bedende gür sesidir. Bazen şiiri ebedi istirahat için bir şilte bazen mesuliyet dolu bir küfe bazen de ıslak emanet bir palto olur…
Geçmişin irfanından beslenen, çağını ve sonrasını okuyabilen, irade ve vicdana ekseriyetle önem veren ve her fırsatta bunları vurgulayan bir münevverdir. Asıl gücün bilim ve fennin gürül gürül sularında olduğunu öğretendir. “Yatağından taşmış olan ümmet nehrini tekrar yatağına döndürme” ülküsüyle gençlerde kıvılcımlar çakandır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.