• İstanbul 18 °C
  • Ankara 21 °C

Geçti dost kervanı eyleme beni

Geçti dost kervanı eyleme beni

“Bu insanlar dev midir

Yatak görmemiş gövde midir

Bir yara açar boyunlarında

Kol kola durup bağırdıklarında                                                                                                                                                                                                                                                                     

Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden

Durdular ite çakala karşı yârin kapısında”

Cahit Zarifoğlu / Yedi Güzel Adam

Maraş’ta kesişen yolları, “Büyük Doğu’nun kanatları altında şiirin, hikâyenin ve denemenin zümrüt tahtına çıkmıştı. 

Ah! Mine’l-mevt!

Abdurrahman Cahit Zarifoğlu

“Göç içimizdedir”

Yıl 1987… Haziran’ın 7’si. Göç kervanı onunla başladı. “Çocukları ürkütülmüş dünyadan” ilk o tası tarağı toplayıp göçtü… “Uçmayı öğrenemeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi” gitti.

          “Ve gözüm eşyamda değil
          Yoruldum maddemden
          Ta ki dünya bitti
          Köşk kurdum sakin oldum”

 “Kederli elini /Temiz alnına koyarken fikretmek için” “Çocukların susması/Kuşların ve kedilerin uzaklaşması /Lambaların kısılması” elzemdi. Kuşlar ve kediler uzaklaştı, çocuklar sustu, kısıldı lambalar. Yarım kaldı mısralar…

Ankara’da geldi dünyaya. Aslen Maraşlı’ydı. Siverek’te, Kızılcahamam’da ve Maraş’ta geçti çocukluğu.

          “Ne korkunç bir iklimdi çocukluğum”

Babası ve annesi vardı şiirlerinin satır aralarında. 

          “Her sabah gidersin
          Ekmeğimiz için
          Her akşam
          Yorgun
          Ama yüzün güleç
          Dönüşün bir düğün”

Başından hiç eksik olmasını istemediği annesi…      

          “Anam yeşil hırkalar görürdü düşünde
          Daha ilk güzelliğinde”

Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Alaaddin Özdenören ile aynı sıralarda okudu. Kardeş oldular ve aynı duruşu, aynı bakışı, aynı anlayışı sergilediler. Bir davası olmalıydı insanın. Filistin bir sınav kâğıdı gibi duruyordu önlerinde.

          “Kardeşim dedim
          Acılarıma da kardeş olur musun?”

Göğsünde bir küçücük derya bulmuştu. Şiir deryası. Anahtarı yalnız kendisinde bulunan bir odaya girer gibi okurdu şiirlerini. Diriliş Dergisi’nde yayımlandı manzumeleri. Kuşlar kederle uçtu mısralarında.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/gecti-dost-kervani-eyleme-beni-h47546.html

Bu haber toplam 295 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim