Son bir ay içinde ikinci bir yıldızın daha gökten kayışına tanıklık ettik. Birincisi: Büyük şair ve mütefekkir Sezai Karakoç, göklerden gelen karara teslim olarak dünya yolculuğunu tamamlayıp Rabbine kavuştu. Dokunaklı bir sessizliği vardı. Sanki hakikatin cevheri konuştuklarından ziyade sustuklarında gizliydi…
İkincisi: 5/ 12/ 2021 tarihinde sabaha karşı 05.30’da bir misyon adamı, entelektüel planda öne çıkan ve Necip Fazıl’la yol arkadaşlığı yapıp Büyük Doğu’da yazılar yazan Mustafa Yazgan…
Ben ikisini de 1967 yılında tanıdım. O yıllarda çıkan Büyük Doğu Dergisi’nin orta sayfasının sol tarafında Mustafa Yazgan yazıyordu, sağ tarafında da değerli düşün-şair Ahmet Sezai Karakoç…
O tarihlerde İslam idealini tüm bir tez olarak ele alıp savunan Bediüzzaman Said Nursi vefat etmiş, Sezai Karakoç’un öngörüsüyle 1950’den sonra Türkiye’ye İslami anlamda damgasını basacak ikinci büyük düşünür ve şair Necip Fazıl Kısakürek kalmıştı…
Ülkede belki büyük bilginler vardı o dönemlerde, halk, anadan babadan gördüğü şekliyle İslam’ı belki yaşıyordu. Ancak Türkiye’de entelektüellerin İslam’a dönüp bakmaları gerektiğini çağımızda büyük bir cesaretle haykırıp “Agora” denilen meydana çıkarak ilk seslendiren ve tezini sistemleştirerek ortaya koyan Necip Fazıl’dı… Sağında Sezai Karakoç, solunda da Mustafa Yazgan vardı…
Devamı: https://www.insaniyet.net/gokten-kayan-bir-yildiz-mustafa-yazgan/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.