• İstanbul 20 °C
  • Ankara 18 °C

“Gül Yetiştiren Adam” mı “Diren be Moruk, diren!” mi?

“Gül Yetiştiren Adam” mı “Diren be Moruk, diren!” mi?
Maraş’ın da edebiyatımızda yeri vardır. Sezai Karakoç’un Maraş ile bağlantısı bilinir. Ne güzel satırlarını, sözlerini biliriz Maraş’a ilişkin.

 Yedi Güzel Adam’ın, Özdenören’inMaraş bağlantıları da sık sık anılır. Değişik kuşaklardan Necip Fazıl, Abdürrahim Karakoç bu güzel kentimizle anılan diğer isimlerdir.

İki aylık edebiyat dergisi Sözcükler’i epeydir okumuyordum. Temmuz-Ağustos 2022 tarihli 98. sayısının kapağında “Gül Yetiştiren Adam” –Oğuz Demiralp- duyurusunu görünce dergiyi edindim.

Sözcükler’in sunuş yazısı imzasız ama derginin sahibi ve yazı işleri sorumlusu A. Turgay Fişekçi yazmış olmalı. “Merhaba,” diye başlayan metin şöyle sürüyor: “Temmuz ayına gelip de Sivas’ı hatırlamamak ne mümkün… Hele yakından tanımışsanız Asım Bezirci’yi, Behçet Aysan’ı, Metin Altıok’u…

Karınca incitmez bu insanların yaşlısı genci otuz yedi aydın insanla birlikte, herkesin gözü önünde yakılmasını hangi vicdan, hangi insan yüreği açıklayabilir, kabullenebilir.

Tarihimizin en büyük utançlarından biridir Sivas 2 Temmuz 1993.

Utanmasını bilmeyen insanların da toplumların da geleceği olmaz.

Bu utançla yüzümüz kızarıyor yirmi dokuz yıl sonra da…

Her 2 Temmuz’da kızaracağı gibi.”

Bu cümleleri okurken yüzüm kızarmadı, midem bulandı.  Sivas katliamından 3 gün sonra Başbağlar’da yaşanan katliamı görmezden gelen, yok sayan vicdana vicdan denir mi? Hangi insan yüreği, otuz yedi ölünün yasını tutarken otuz üç ölüyü unutuvermeyi içine sindirir? Sığ olsun, derin olsun devlet denen mekanizmaya kumanda edenlerin desiselerinden, yerli olsun yabancı olsun istihbarat örgütlerinin kirli operasyonlarından az çok haberdar olan hiç kimse bu kadar yüzeysel, pervasız, utanmazca değerlendirmeler yapmaz, yapamaz, yapmamalı. Mide bulandırıcı bir fikir ve ahlâk sefaleti!

Sonra Oğuz Demiralp’ın “Gül Yetiştiren Adam” yazısını arıyorum. Fakat karşıma “DİREN BE MORUK, DİREN!” başlıklı yazı çıkıyor. Bereket, bir sonraki sayfaya Gül Yetiştiren Adam’ın kapak resmini koymuşlar da aradığım yazının o yazı olduğunu anlayabiliyorum. “Gül yetiştiren adam” ile “moruk” arasında kurulan bağlantı canımı sıkmakla birlikte, bakış farklarını hatırlattığı için hoş görülebileceğini düşünüyorum.

Yazının girişi şöyle: “Rasim Özdenören’in kült romanı Gül Yetiştiren Adam’ı siyasal açıdan beğenmeyebilirsiniz ama yazınsal açıdan başarılıdır, yazın tarihimizde yeri vardır. Romanın ilginç ve beni şu anda ilgilendiren bir yönü, merkezindeki direnen yaşlı adam betisidir (figürüdür).

Maraşlı, Kahramanmaraşlı bir ihtiyar, 80 yaşında.

Maraş’ın da edebiyatımızda yeri vardır. Sezai Karakoç’un Maraş ile bağlantısı bilinir. Ne güzel satırlarını, sözlerini biliriz Maraş’a ilişkin. Yedi Güzel Adam’ın, Özdenören’inMaraş bağlantıları da sık sık anılır. Değişik kuşaklardan Necip Fazıl, Abdürrahim Karakoç bu güzel kentimizle anılan diğer isimlerdir.

 
Bu haber toplam 351 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim