• İstanbul 20 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 20 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 27 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 23 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 22 °C

Gülay Göktürk'ten: İzne bağlama ısrarı

Gülay Göktürk'ten: İzne bağlama ısrarı
Siz bu yazıyı okurken Hükümet'in ÖYM'lerle ilgili değişiklik tasarısı açıklanmış olacak.

Devam eden davalar boyunca özel yetkili mahkemelerle ilgili çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıktığını; ÖYM'lerin yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacının da bu rahatsızlıklar nedeniyle gündeme geldiğini biliyoruz. Ne var ki, bugün konuşulan değişikliklerin (özellikle de izin sisteminin genişletilmesinin) bu rahatsızlıklarla en ufak bir ilgisi yok.

Esasen sıkıntıların büyük kısmının kaynağı ÖYM'ler değil, ÖYM hakim ve savcılarının kullandıkları Terörle Mücadele Yasası!

Eğer bugün KCK davaları başta olmak üzere birçok davada birçok kişi akıllara ziyan bir şekilde "örgüt üyeliği"nden tutuklu yargılanıyorsa (ki en büyük sıkıntı budur) bunun sorumlusu özel yetkili mahkemeler değil, Terörle Mücadele Yasası...

TMY ile fikir cezalandırılıyor

Bu yasadaki olağanüstü geniş terör tanımı en büyük problemlerden biri.

Bir başkası, örgüt üyeliğinin tespitine ilişkin hükümler. Söz konusu yasa, illegal örgüt üyeliği için somut deliller aramaksızın, illegal örgütün telkin, tavsiye ve arzuları istikametinde faaliyette bulunulmasını örgüt üyeliği olarak yorumlayıp cezalandırıyor.

Bir başka nokta, sadece terör örgütünün propagandasının değil, terör örgütünün amacının propagandasının yapılmasının da terör suçu sayılması. Bir başka deyişle bu maddeyle, herhangi bir terör örgütü federasyonu amaçlıyor diye, federasyonu savunan her aydın, gazeteci ya da siyasetçi de terör suçuyla yargılanabiliyor.

Aynı yasayla basın faaliyetinin amacının illegal örgütün amacıyla örtüşmesi halinde gazeteci de terör suçu işlemiş sayılabiliyor.

Bütün bu maddeler, eylemle fikir arasındaki sınırı flulaştıran, birbirine karıştıran, sonuçta fikrin cezalandırılmasına yol açan antidemokratik maddeler.

Eğer hükümetin amacı, kişi hak ve hürriyetlerini korumak, özgürlük-güvenlik ikileminde terazinin özgürlük yanını güçlendirmek ve ortaya çıkan toplumsal rahatsızlığı gidermek olsaydı; ilk yapması gereken şey, Terörle Mücadele Kanunu değişikliğini de 3. Yargı Paketi'ne koymak olurdu.

Ama görüyoruz ki, bu akıllara bile gelmiyor. AK Parti hükümeti varsa yoksa "izin sisteminin güçlendirilmesi" için uğraşıyor. Tabii bu ısrar da çeşitli spekülasyonlara neden oluyor.

En sık sorulan soru da şu: Yoksa hükümet, yargının her istediği kapıyı açmasından, her istediği kişiyi sorgulamasından, devletin neresinde suç işleniyorsa oraya elini kolunu sallaya sallaya girebilmesinden artık rahatsız mı oluyor?

30.06.2012 Bugün

Bu haber toplam 519 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim