Peşlerinden gitmeye başladık mı, meşhurluklarının kurbanlığında rollerine soyunurken, dikkatimizi yaptıklarından çok kendilerine çekmekteler.
Meşhurluk tuzağını benimsemiş yazarlar bindikleri dalı keserken, okuru edebiyat tartışmalarından uzaklaştırıp, dedikoducu konumuna düşürür.
Lakin “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” sözü gerilerde kalmakta. İmajlar üretildikleri hızla tüketiliyor. Şöhretler ışık hızında parlayıp sönüyor. Gündemde kalmak isteyenler, kendilerini pazarlama tekniklerini ustaca kullanma telaşında. Ellerinden tutan, onları meşhur eden danışmanları, ajansları var.
Satılık yazarlar
Medyanın derdi dergilerini, gazetelerini, tv programlarını satmak. Çağdaş yazarın derdi, kendini. Dostoyevsk’nin de derdi yok muydu? Lakin, onun döneminde mesele, gazetelerde tefrika edilen romanları kelime kelime satmaktı. Günümüzde yazarın kendisi satılık. İsterse tabii. Topa girmeyebilir. Piyasa oyununu oynamayabilir. Razı değilse eserlerini pazarlayacak ajans, kitaplarını basacak yayınevi bulmakta güçlük çeker. Hiç bulamayabilir.
Devamı: https://www.izdiham.com/gunduz-vassaf-meshur-yazar-gule-gule-2/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.