Osmanlı dönemindeki önemli yenileşme hareketlerini saymazsak; Millî Mücadele'den sonra yeni bir Türk devletinin, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk ve silâh arkadaşlarınca kurulması, hiç şüphesiz son yüzyıllık tarihimizin en büyük yenileşme ve 'modernleşme' hareketedir. Ancak bu modernleşme hareketinde muayyen bir elitin totaliter yönetimleri yüzünden; Cumhuriyet'in ilk çeyrek yüzyılında demokrasi ve millet egemenliği sözkonusu edilmemiştir.
Bizce 'Yeni Türkiye'nin ikinci defa inşa edilmesi merhum Menderes ve DP eliyle mümkün olabilmiştir. Bu dönemde ilk defa demokrasi, insan hak ve hürriyetleri gündeme gelmiş; ekonomi ve dış politikada değişim gerçekleştirilmiştir. 27 Mayıs'tan itibaren demokrasi, yerini militarist vesayete bırakmış; 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan'da darbeciler, -CHP'yi de arkalarına alarak- yenileşen ve gelişen Türkiye'yi geri bıraktıran müdahalelerde bulunmuşlardır.Demirel'in kendisini barajlara vurup vaziyeti idare etmesinden sonra rahmetliÖzal, üçüncü 'Yeni Türkiye' hamlesini gerçekleştirmiş ve yeni bir yüzyılın temellerini atmaya başlamıştır. Bu dönemde piyasa ekonomisine geçiş tamamlanmış ve ithal ikamesi modelinden vazgeçilerek ekonomi dışa açılmıştır.Menderes'in ve Özal'ın hayrulhalefi olan Erdoğan, başında bulunduğu AK Partiiktidarıyla, her yönüyle ileriye dönük gerçek anlamda ve eksiksiz bir 'Yeni Türkiye'nin mimarı olmuş ve 11 yıllık Başbakanlığı döneminde 'Yeni Türkiye'yi yeniden inşaya başlamıştır.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/guzel/2014/03/10/yeni-turkiyede-merhaleler































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.