eksikli binalarda öğretim ve eğitim başladı. Ben Konya İmam Hatip Okulu'na girmiştim. Binası eskiden polis koleji olarak kullanılmış oldukça eskimiş, yetersiz, okul için elverişsiz bir bina idi.
Türkiye'nin yedi vilayetinde dindar ve hamiyetli Müslümanlar kolları sıvadılar, yaptırma ve yaşatma dernekleri kurdular, halktan bağış toplayarak İmam Hatip Okulları için uygun binalar yaptırmaya koyuldular. Konya'da Hacıüveyszade Mustafa Efendi Hocamız o yaşında beni veya benim gibi öğrencilerden birini, gideceği köyden itibarlı bir zatı da yanına alarak köy köy dolaşır, öğrencilere Kur'an okutur, vaaz verdirir, sonra köylüden yardım isterdi. Tozlu yollarda, sıcak havada uzak köylere gittiğimizi, arabadan indiğimizde terin üzerine yapışmış toz ile çamurdan adama döndüğümüzü hatırlıyorum.
Bu okullar işte bu yoldan halkın bağışlarıyla yapıldı. Sonra Yüksek Okullar ve Fakülteler kuruldu, halk bunlar için de önemli bağışlarda bulundular, yurt ve okul binaları yaptılar, yapıyorlar.
Yalnız İmam Hatip Okulları ve Kur'an Kursları mı bu yardımlardan yararlandı? Elbette hayır. Dernek ve vakıfların yurt içinde ve dışında kurdukları özel okullar, kolejler, kurs ve yurt binaları, bunların zorunlu ve gelirlerinin karşılayamadığı giderlerini de yine dindar halkımız Allah rızası için karşıladılar, karşılamaya devam ediyorlar.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.