• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Herkesten Bir Parça Toplanmış Öykülerle Dolu Herkes Mağlup Kitabı

Herkesten Bir Parça Toplanmış Öykülerle Dolu Herkes Mağlup Kitabı

Tereddüt etmeden okumaya başlanan bazı isimler vardır her insan için. Kitaplığımda okunmayı beklediği her gün, iyi bir öyküyle doyacağımı bilmenin rahatlığı ve bu hazzı aceleye getirmemek zorunda hissettiğim bir sabırsızlığı aynı anda yaşadım, Numan Altuğ Öksüz'ün Herkes Mağlup kitabı için.

Delirdiğim günden beri dünyayı ben yönetiyorum öyküsüyle başlıyor eser. Kimse delirmiyor öyle birden bire. Bir örümceğin ağı dolanıyor beyin damarlarında. Düğümler atıyor saplanıp kaldığın anılara. Savaşın somut haliyle soyut hali birbirine karışıyor. Bir değil görünürde iki, gölgelerinde bilmem kaç kez deliriyor hikâyenin kahramanı. Öykü betimlemeleriyle insanı içine çekerken gerçekliğiyle de sarsıyor adeta. Altını çizdiğim satırlardan biri bunun izahı niteliğinde.

"insan bu, akıllısı yahut delisi fark etmiyor; ölüm parmak uçlarına değin yanaşınca korkunun görünmeyen halatları ruhu ve bedeni çepeçevre sarıp hareketsizliği doğuruyor. Devamında intihar fikrinden vazgeçen kahraman "suya karışmaktan cayıp suyu yönetmeyi seçtim." Diyor. İnsanın, hayatının anlamını kendiyle bütünleştirebilmesinin önemini bir alt mesaj olarak işliyor yazar.

Çocuklukta okşanmayan başların iç yakıcı hasretinin hiç geçmediğini hissettirerek, yaşamda var olmanın çocukluk dönemiyle ilintisine sessiz bir mesaj yolluyor Numan Altuğ Öksüz. Çocukluğunu çocuk gibi yaşayamamış, bastırılmış, doğru ihtiyaçları anlaşılıp karşılanmamış, dinlenmemiş çocuklar yetişkin olduklarında o mahrumiyetin içinde hep mahzunlaşıyorlar. Dinlenmeyen çocuklar, dinlemeyi bilmeyen ancak anlaşılmak için çırpınan çocuk gibi yetişkinlere dönüşüyor. Tüm bu gerçeklikler öykü içindeki ufak atıfların altında hissediliyor, hatırlanıyor. Önceleri isimsiz bir deli olan karakter, sonlara doğru sessiz bir veli oluyor. Tüm sessizliğin içinde en çok anlaşıldığını düşündüğü yerde anlamını bulmaya çalışıyor. Bulduğunu sandığı tüm anlamlar içinde boğuluyor. Sessiz seslerin sesi olmak istediği anlaşılan yazar, bunca çirkinliğin içinde nasıl delirmeden var olabiliyoruz? Sorusunu uyandırıyor okuyucunun zihninde. Belki de bütün mesele düşünmemekte. Yaşanılanın arka sokağına gözü, kulağı kapatmakta... Etkili bir dille yazılmış, sarsıtıcı bir öyküyle iyi hikâyeler okuyacağımızın kanıtını en başta gösteriyor Numan Altuğ Öksüz. Etrafına karşı uyanık bir uyku halinde olan insanlığı Uykudan Önce hikâyesine yolluyor. Mecburiyetler diyor... Mecburiyetler... İçinde bulunduğumuz zamanın derdinde olan yazar, okuyucuya açıkça bunu hissettiriyor. Düşünmeye sevk ediyor. "mecburiyet kötüsün vesselam hele de bu soğukta" diyor, içimizi titretiyor. Bir takım yükümlülükler altındaki insanın vurdumduymazlığı, duygu yoksunluğu, ince bir bakış açısıyla yansıtılıyor. Kendini hiçleştiren, önemsizleştiren bir karakter beliriyor gözümüzün önünde. Benliğini kardan adamla bütünleştiren kahraman, görünürde herkesin hayatından yok olduğunu ima etse de bence hassas bir kalbe sahip olmaktan yorulmuş ve olaylara kardan adam kayıtsızlığında, soğuk yaklaşabilmeyi diliyor içten içe, gönül yorgunluğunun getirisinde.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/herkesten-bir-parca-toplanmis-oykulerle-dolu-herkes-maglup-kitabi-k5333.html

Bu haber toplam 233 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim