• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Hüseyin Akın: Bitlis’te Kaç Minare? -Bitlis Üzerine Notlar-

Hüseyin Akın: Bitlis’te Kaç Minare? -Bitlis Üzerine Notlar-
Muş-Bitlis arası arabayla yaklaşık 1 saat. Muş uçsuz bucaksız bir ova. Hemen o meşhur türkü geliyor aklınıza: “Burası Muş’tur / Yolu yokuştur.” Kafanız karışıyor ister istemez. Nasıl yani?

Bir zamanlar Muş engebeli bir arazı idi de jeolojik safhalardan geçerek zamanla ovaya mı dönüştü? Bu kadar kısa zamanda yokuşların inişe geçmesi mümkün değil elbette. Türkülerin zamanla hafızası karışabilir. Burada da böyle olmuştur muhtemelen. Muş ile Huş arasında bir kafiye karışıklığı olmuş olabilir. Bu türkü vaktiyle Yemen’de savaşıp şehit olan Osmanlı askerleri için yakılmış bir ağıttır. Türküyü tartışmalı hale getiren “yolu yokuş” ifadesinin aslında orijinal metinde “havası hoştur” şeklinde olduğunu söyleyenler de vardır.

“Muş”, “Huş”, “Hiş” diye diye bir de baktım ki Muş-Bitlis arası Hasköy’e kadar gelmişiz. “Siz çayı seversiniz” dedi dostum, “Hele bir de közde demlenmişse.” Hasköy’ün haslığı demek buradan geliyormuş. Bu beldede közde çayın saadetini yaşadık desem abartı olmaz sanırım. Şehre hiç sürünmeden Bitlis Eren Üniversitesi’ne geçtik. Üniversite adını hayırseverliği ile tanınan Bitlisli Eren ailesinden alıyor. Şehrin dört bir yanında Eren ailesinin yaptırdığı okul, öğrenci yurdu ve hizmet binalarını görebiliyorsunuz. Bitlis Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı sevgili dostum Prof. Dr. Nurullah Ulutaş’ın daveti üzerine bu kentte bulunuyorum. Üniversitede “Edebiyatımızda Doğu ve Köylülük” üzerine söyleşi gerçekleştireceğiz.

Öğrencilerle daha yakından tanışmak için derslerine misafir olup ders konuları olan “Tevfik Fikret ve Şiiri” üzerine bildiklerimi aktarıyorum. Sınıfta kız öğrenci ağırlığı dikkat çekiyor. Bu bölgemizde kız çocuklarının lise ve üniversite öğrenimi görmesinde büyük artış var. Öğrenciler anlatılanla son derece ilgililer. Bu ilgilerinden edebiyatı sevdikleri anlaşılıyor. Deneme ve şiir yazanlar çoğunlukta. Kentte yaklaşık 10 bin öğrenci olduğunu söylüyor dostum. Bitlis’in ilçelerinde değişik yüksek okullar mevcutmuş. Bu arada Tatvan çok hareketli ve nüfusu yoğun bir ilçe. Aslında üniversiteler bulundukları şehre hem tanınma fırsatı hem de önemli ölçüde bir hareketlik ve enerji katıyor.

Muş gibi Bitlis’te de bir türkünün peşine düştüm: “Bitlis’te beş minare.” Minareleri beşe tamamlamak için sürekli yukarılara bakıyorum. Belli ki bu dize beş tarihi camiye atfen bu türküye girmiş. Okullarda kültür-sanat ve edebiyat faaliyetlerinin durumunu yakından öğrenebilmek için gittiğimiz Hatuniye İmam Hatip Lisesi’ni unutmam mümkün değil. Dışı ahlât taşıyla örülmüş öğrenci yurdu binası çok görkemli duruyordu. İmam Hatip Lisesi binası da neredeyse benimle yaşıt (1967). Hatuniye İmam Hatip Lisesi Müdürü Nafiz Uğurlu Bey sadece öğretime değil eğitime de ziyadesiyle vakıf bir idareci. Aktüel dünyada gençliği anlamış ve çözmüş bir zihin dünyasına sahip. Müdür yardımcılarıyla oluşturduğu senkronize idari yapı daha okula girer girmez kendisini hissettiriyor. İnanın bu okulda umudum arttı.

Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/12582396/huseyin-akin/bitliste-kac-minare-bitlis-uzerine-notlar

Bu haber toplam 277 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim