Yorgun bir çağın gitmekte olduğunu ve yeni bir çağın buluşlara kapı araladığını düşünen Erzurumlu İbrahim Hakkı, bazı yeniliklerin hayata geçirilmesini hedef olarak seçen bir bilgindir. Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetnâme üzerinde kapsamlı ve orijinal bir doktora tezi hazırlayan ve aynı zamanda Sezai Karakoç’la ilgili dört eser kaleme almış bir araştırıcı olarak rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki, ikisinin arasında çok büyük benzerlikler vardır.
“Kılığımızdaki sefalet, ne petrol yokluğundandır ne de başka şeylerden. Mütefekkirimiz yoktu. Bunu bugün beklemek biraz saçma. Çünkü dün de (Osmanlı coğrafyasında) yoktu. Bir İmam Gazali, bir İmam Rabbani, bir Muhiddin Arabi çapında bir mütefekkir gelmemiştir. O, halis bir devirdi. Onun son bakiyelerini “Marifetnâme”de görürüz. Sahibi İbrahim Hakkı “kopist” (kopyacı) olmakla beraber orijinal bir eser ortaya koymuştur. Zaman ve mekâna göre ilmin ne olduğunu onda bulursunuz. Kendisi bir dünya tecessüsü içindedir.” Bu satırların sahibi üstat Necip Fazıl Kısakürek’tir ve son zamanlarda kaleme aldığım “Bilim ve Gönül Dünyasında Bir Yıldız Erzurumlu İbrahim Hakkı” isimli eserin arka kapağında yer almıştır.
Son yıllarda adından sık sık bahsedilmeye başlanan bu duygulu ve öğretici şairin öyle şiirleri vardır ki, üç asır geçmesine rağmen bugün de hala Kars’tan Edirne’ye kadar birçok insan, sıkıntıya ve dara düştüğü an bunları tekrarlamakta ve bu şiirler sayesinde teselli bulmaktan geri kalmaz.
Devamı: https://www.insaniyet.net/ibrahim-hakkinin-siirleriyle-teselli-bulan-bir-karakoc/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.