Türkiye'yi rehin alan AK Parti-Cemaat tartışmasına, Cemaat üzerinden yürütülen keskin hükümet karşıtı kampanyaya, 'devlet iktidarı' dediğimiz alanı yönetmeye dönük hesaplaşma çizgisine ve Hakkari Yüksekova'daki olaylara biraz daha genişçe bir perspektiften bakmak, en azından ihtimalleri sorgulamak mümkün mü?
Mümkün olmalı hatta bu konuda bir sorumluluk hissetmeliyiz. Öfke ve intikam hırsından ziyade soğukkanlı değerlendirmelere ciddi anlamda ihtiyacımız var.
Cumhuriyet tarihinde hiç olmadık ölçüde, muhafazakar çevre içinde bir kırılma/çatışma yaşanıyor. Dini terminoloji üzerinden bir siyasal dil kullanılarak, kitlelerin en hassas oldukları alanlar harekete geçirilerek, bir tür biçimlendirme, saflaştırma, cepheleştirme çalışması yapılıyor. Yine cumhuriyet tarihinin en güçlü hükümetine karşı, o hükümetin en hassas olduğu değerler üzerinden bir muhalefet dili ve tabanı oluşturuluyor.
Dershane tartışması değil bu. Dershane ile başlayan, bundan sonra başka gerekçelerle devam edecek gibi görünen yeni bir siyasal bloklaşma harekatı sanki. Sadece Türkiye'nin değil bölgenin de en güçlü iktidarı olan, Türkiye dışında etkileri çok güçlü hissedilen, bölgesel biçimlendirme projeleri önünde ciddi engeller oluşturabilen, muhafazakar değerler üzerinden bütün bölgede toplumları etkileyebilen bir yönetime karşı aynı değerler üzerinden hareket eden güçlü bir muhalefet projesi olabilir mi? Bir güç dengelenmesi, sınırlanması mı söz konusu?
Tartışılması gerekir dediğim şeyler bunlar.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/IbrahimKaragul/yeni-bir-iskenderun-saldirisi-mi-olacak/43445































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.