Çarşamba günkü yazımızda, cemaat ve parti ayrımı yapmıştık. Oradan devam edelim.
Bu ikisi, aynı kulvarın, branşın mensubu değillerdir. Denklikleri yoktur. İsmail Kılıçarslan'ın o güzelim dizesiyle söylersek, 'biri görünen, biri görünmeyen, iki dünyanın' temsilcileridir.
Partiler rakamsa, cemaatler harftir. Birbirlerine, en fazla, şu şekilde yaklaşabilirler: 0 rakamı ve O harfi.
Nasibim varmış ki, manevi derinliği olan ve gönlümüzde silinmez izler bırakan birçok kıymete yetiştim. Dünya gözüyle onları gördüm. Yazmam doğru mu, bilmiyorum. Menzil şeyhi Muhammed Raşid Erol Hazretleri'ne bağlandım. Safer Efendi'nin sohbetlerinde bulundum. Abdülaziz Bekkine Hazretleri'nin oğlu Mahmut Bekkine Ağabey'e kardeşlik etmeye çalıştım. Vefat ettiği zaman, özel eşyaları, küçük bir poşeti bile doldurmamıştı. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi'yi can kulağıyla dinledim; babası Necati Amca'nın yanında yürüdüm. Ve başka örnekler.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/partiler-ve-cemaatler/46442































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.