• İstanbul 25 °C
  • Ankara 28 °C

İlk imam hatip lisesi nasıl açıldı?

İlk imam hatip lisesi nasıl açıldı?
M. Ertuğrul Düzdağ tarafından kaleme alınan Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarının 4'üncü kitabında ilk İmam Hatip Okulu'nun kuruluş hikayesine de yer verildi.

Merhum Üstad Ali Ulvi Kurucu'nun merhum Celâl Hoca'nın (Celalettin Ökten) ağzından aktardığı ilk İmam Hatip Okulu'nun 'tarihe emanet edilen' hikayesi oldukça çarpıcı...

İmam Hatip mücadelesinde Celâl Hoca'nın yanı sıra dönemin Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Tevfik İleri ve Başbakan Adnan Menderes'in de gayretleri dikkat çekiyor.

İşte "Ankara'da bir ay süründüm" diyen Celâl Hoca'nın ağzından aktarılan göz yaşartıcı hikaye:

"İmam hatip okulları için nasıl izin alındı?”

Celâl Hoca merhum, hak yolunda mücadeleci, azimli, kararlı bir insandı. İmam Hatip Okulları'nın Türkiye'de ilk açılışı onun azmi ve ısrarı sayesinde, lütf-i İlâhî'nin tecellisi ile olmuştur, dersek mübalağa etmiş olmayız.

Bu bahsi fakir, kendisinden, muhtelif zamanlarda dinlediğim şekilde, tarihe emanet etmek isterim. Esasen bu hadiseye ve safhalarına şahit olmuş bulunan herkesin, bildiğini yazması da vicdanî, dinî ve tarihî bir borç hükmündedir...

İşte Celâl Hocamızın Ankara'da Tâlim Terbiye Kurulu'ndan İmam hatip Okullarının açılmasına dair izin alışının, Hoca'nın ağzından dinleyip de bugün hatırlayabildiğim kadarıyla hikâyesi:

Celâl Hocamızın anlattıkları

Merhûm Celâleddin Ökten Hocamız şöyle anlatmıştı:

Memleketimizde 1940'lı yıllarda, halkın ağzında dolaşan bir söz vardı:

"Cenazelerimizi yıkayacak imam kalmayacak!.."

Bu söylentide doğruluk payı vardı. Bazı köylerde imam olmadığı ve ölenlerin yıkanıp gömülmesi için yakın köylerden imam gelmesinin beklendiği bilinen bir şeydi. Zaman geçtikçe, bu halin daha kötüleşeceği de belli idi...

Asıl, imanları yıkayacak hoca yoktu

Halbuki asıl tehlike bu değildi... Cenazenin üzerine bir teneke su atarsın yahut bir havuza, bir göle batırırsın yıkarsın... Avam: Cenazemizi yıkayacak hoca kalmadı, der; hocayı, cenaze namazından ibaret bilir... Fakat asıl tehlike şu idi ki:

Milletin imanını yıkayacak, ruhunu yıkayacak, aklını yıkayacak hoca kalmamıştı; kalmayacaktı...

Memleketin imanını yıkayan, koruyan, Mustafa Sabri Efendiler, Hamdi Efendiler, Naim Beyler, Akif Beyler, Ferid Beyler, İzmirli İsmail Hakkı Beyler gitmişti...

Memleketin imanı gidiyordu. Memleket, sade cehaletin değil, küfrün istilâsına giriyor; küfrün silindiri altında eziliyor, eriyordu...

Tevfik İleri talebem idi

Ne yapıp edip küfrün kalesinde bir delik açmak için bir İmam Hatip Okulu'nun açılmasına arkadaşlarla karar verdik... Elimde baston, rahatsız halimle trene bindim; Ankara'ya gittim.

O günün Maarif Vekili olan Tevfik İleri merhum, talebelerimden idi. Terbiyeli bir talebe idi. Beni unutmamıştı...

Daha önce de onun tavassutu ile Başbakan Adanan Menderes'in oğullarına Kur'ân-ı Kerîm okutmak, dinî bilgiler öğretmek için beni tâyin etmişlerdi. O işin de tek âmili Tevfik İleri idi.

Adnan Bey'in oğullarının İstanbul'da olduğu günlerde, Hâriciye Vekili Fatin Rüştü Zorlu'nun evine gider, çocuklara ders verirdim. Bunu herkes de bilmez.

Tevfik İleri ile daha önce konuşmuştum,

"Hocam Ankara'ya gelin. Ümit ederim ki, inşâallah bu İmam Hatip kararını çıkarırız" demişti.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/alinti/ilk-imam-hatip-lisesi-nasil-acildi-h44080.html

Bu haber toplam 599 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim