• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

İmam Gazâlî'ye Göre İlmin Şerefi

İmam Gazâlî'ye Göre İlmin Şerefi

1058 yılında İran’ın Horasan bölgesinde, yetiştirdiği âlimler ve devlet adımlarıyla meşhur Tûs’ta (bugünkü Meşhet) dünyaya gelen allâme, İslam düşünürü, sûfi, kelam ve fıkıh âlimi İmam Gazâlî Hazretleri, İmamü’l-Haremeyn Cüveynî’nin öğrencisi olmuş. Henüz genç yaşında kaleme aldığı el-Menhûl adlı fıkıh usulü kitabını hocasına takdim ettiği vakit, hocası Cüveynî’den “Beni sağken mezara gömdü, ölmemi bekleyemez miydin!” takdirini almış.

Fıkıh ve kelam ilminin yanında Ahmed Yesevî’yi yetiştiren Yusuf Hemedânî’nin de üstadı olan Ebu Ali Fârmedî’nin sohbetleriyle tasavvufi hayata adım atan Gazâlî, 1091 yılında vezir tarafından Bağdat Nizamiye medresesi müderrisliğine tayin edilmiş, burada 300’e yakın öğrenciye ders vermiştir. Gazâlî, ilmen öyle bereketli bir ömür sürmüştür ki, kendi döneminde yetiştirdiği öğrencilerinin yanında eserlerinden beslenen niceleri ona talebe olma ukdesiyle yaşamışlardır. Horasan doğumlu olmasına karşın “Hayatımı Selçuklu Devleti’nin çökme tehlikesi kararttı.” sözünü tarihe düşen Gazâlî, ırkçılık hususunda bizler için müthiş bir tefekkür alanı açmıştır.

İmam Gazâlî, kaderin cilvelerini temaşa eden bir hayat yaşamıştır. Kelam, felsefe, bâtınîlik ve tasavvuf üzerinde yaptığı incelemeler onu derin bir fikrî buhrana sürüklemiş, bu dönemde defalarca Bağdat’ı terk etmeye niyetlenmiş ancak ilk zamanlar bunu başaramamıştır. Daha sonra medresedeki görevini kardeşi Ahmed Gazâlî’ye bırakarak, 1095 yılında Bağdat’tan ayrılıp Şam’a giden İmam Gazâlî Hazretleri, burada Emevî Camii’ne çekilerek ‘nefs terbiyesi’ ile meşgul olmuştur. 11 yıl süren inziva dönemini İmam Gazâlî Hazretleri “saymakla bitiremeyeceğim hallerimi keşfettim” şeklinde özetler. Bu yıllarda yalnızca kendi hasletleriyle keşfetmekle meşgul olmayıp, aynı zamanda İslam toplumunun da içine düşmüş olduğu dinî ve ahlakî yozlaşmayı, bazı felsefî akımlar ve bâtınîlik sayesinde okuyan Gazâlî, insanların maruz kaldığı şüphecilik hastalığının tedavi yolları üzerinde uzun uzun düşünme fırsatı bulmuş, İhyâu Ulumi’d-din eseri başta olmak üzere birçok eserini bu uzun halvet yıllarında kaleme almıştır.

Vahdet-i Vücûd anlayışının önünü açtı

İmam Gazâlî, hakikat yollarından tasavvufu tercih ettiğini Mişkât’ta “Allah’tan başka varlığın olmadığı”nı söyleyerek açıkça ifade etmiştir. Böylece Vahdet-i Vücûd anlayışının daha önce hiç olmadığı kadar zengin bir biçimde ifadeye büründürülmesini kolaylaştırmıştır. İmam Gazâlî Hazretleri, tasavvuf ehlinin keşif ve ilham yoluyla elde ettikleri ledünnî ilmin imkânlarını ortaya koymak üzere “Mecmûatu Resâili el-İmam el- Gazzâli” kitabı içinde yer alan “Ledünnî İlim Risalesi”ni kaleme almıştır.

Asım Cüneyd Köksal’ın dilimize kazandırdığı ve Büyüyenay Yayınları tarafından “Hak Yolcusuna Öğütler” adıyla basılan kitapta yer alan bu risalede İmam Gazâlî, gaybî ilimden, ilmin şerefinden, nefisten, ilimlerin sınıflarından, sûfilerin ilminden ve ilim elde etmenin yollarından bahseder.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/kitap/imam-gazl-ye-gore-ilmin-serefi-h24793.html

Bu haber toplam 448 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim