• İstanbul 17 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 19 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 19 °C

İnsan Usta Olunca Türküleşiyor

İnsan Usta Olunca Türküleşiyor
Türk Halk Müziği'nin usta ismi İzzet Altınmeşe ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Altınmeşe, halk müziğimizin son durumunu, halk müziği hakkındaki düşüncelerini bizimle paylaştı.

İşte biz türkü yakmaya çalışıyoruz. Türk Halk Müziği'nde bir anonim türkülerimiz var, bir de ustalarımızın yaktığı türküler var. Örnek verecek olursak; bir Âşık Veysel gibi, bir Emrah gibi, bir Pir Sultan Abdal gibi. Bunlar halkla birlikte olmak yanında usta olarak türküler söylüyorlar. Deyişlerimiz var, güzellemeler var. Günümüzde de ustalarımızdan beş on kişi kaldı. Her ne kadar eskiden olduğu gibi anonim türkülerimiz olmasa bile. Bugün yine usta dediğimiz, halk müziğini bilen, halk müziğiyle bütünleşen usta sanatçılar, özünden sapmamak şartıyla bazı eserler ortaya koyuyorlar. Bunların birisi de biziz.

Popüler müzik, hayatımızı Türk Halk Müziği'nden daha çok kuşatmış vaziyette. Bunun nedeni de özellikle televizyonlar. TRT, Türk Halk Müziği'ne sahip çıkıyor. Diğer televizyonlar bu noktada neler yapabilir, neler yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?

TRT bir devlet kanalı. Bunu elbette yapması gerekiyor. Mecburdur da bana soracak olursanız. Devlet, kültürünü, halkından aldığını halkına tanıtmak zorundadır. Bu bir hizmettir. Bir kültüre, maddi ve manevi hizmet etmek zorunludur. Eğer ki değerlerimiz varsa, kültürel açıdan bunların başında halk müziğimiz gelir. Özel kanallara gelince bu anlayış maalesef yok. Tamamen ticari düşünüyorlar. Ticari düşündükleri zaman, nasıl reyting alırız kaygısı taşıyorlar. Her şeye mubah gözüyle bakıyorlar.

Televizyonlar aslında görevlerini yapmalı diyorsunuz?

Televizyonlarda bizim dediğimiz anlayış yok. Ben 100 lira kazanıyorsam, bunun 10 lirasını kültürüme harcayabilmeliyim. Gözümden çıkarmalıyım. Bu bir ahde vefadır, olması gerekendir. Bunu göremiyoruz. Maalesef uzaktan kumandayla çok şeyler yönlendiriliyor. Bizi bizden alıp, bizi başka kimliklerin içine sokmaya çalışıyorlar. Hesapları var. Bu hesaplar insanlarımızın kişiliklerinin deforme edilmesine, zihinlerinin dönüştürülmesine ve bambaşka kültürlerin zehirleriyle karşı karşıya kalmamıza yol açıyor.

Kişiliksizleştiriyorlar, kimliksizleştiriyorlar yani?

Aynen öyle. İşin özünde bu yatıyor.

Halk müziğini yansıtabilir aslında televizyonlar. Hatırlarsanız sizin eseriniz olan Fırat bir zamanlar bir diziyi alıp sürüklemişti. Yani, dizilerde de popüler müzik yerine Türk Halk Müziği'nden ezgiler kullanılabilir öyle değil mi?

Zaten kullanıyorlar. Kullanıyorlar da, ufak tefek üzerinde oynama yapıyorlar. Birçok dizide Türk Halk Müziği ezgilerini kullanıyorlar. Bunlardan birisi Kurtlar Vadisi. İster beğenin ister beğenmeyin. Ama hep halk müziği çalıyor. Kazanıyorum ama diyor, bununla birlikte ülkeme, vatanıma, insanıma böyle hizmet ediyorum diyorlar. Bunun gibi birçok dizide Türk Halk Müziği ezgileri kullanılıyor. Bunu çoğaltmak, insanımızın kulak yapısını Türk Halk Müziği'ne doğru yönlendirmek lazım. Bu anlayış varsa, bu his varsa, bu duygu varsa yapmak lazım.

Türk Halk Müziği'nin unutulmasından kaynaklanan bir süreç de var aslında. Genç kuşak sadece popüler müzik dinlemek zorunda bırakılıyor. Öyle değil mi? Bu konuda halk müziği ustalarına daha çok görev düşmüyor mu?

Halk müziği unutulmuyor. Halk müziği unutturulmaya çalışılıyor. Çünkü hep bir modernlik ve Batı hayranlığı söz konusu. Özümüzden sapmışız. Geriye doğru dönüp; biz kimiz, nerden geldik, nereye gidiyoruz, nerdeyiz diyemiyoruz. Bu da birilerinin işine geliyor, bizi yozlaştırmak isteyenlerin işine geliyor. Bizi saptırmak, yoldan çıkarmak ve sömürmek birilerinin işine geliyor, bazı ülkelerin işine geliyor.

Yüreklerimizi dağlayan, kulaklarımızın pasını silen eserlere ses veren, soluk veren isimlerden birisiniz siz. Son dönemde hiç kendinize ait bir besteniz oldu mu, kamuoyunun diline düşecek?

Son dönemde benim yeni bir türküm vardı, Oy Oy Erzincan diye. Çok tutuldu, kasetini filan da yapmadım. Televizyonlarda okuyorum.

Erzincan yöresinden mi?

Hayır, kendi bestem. Usta olunca türküleşiyor bazı insanlar. Artık her tarafınızdan türkü çağlıyor. Gülmeniz, yürümeniz, ağlamanız bile türkü oluyor. Bu toprakta yetişmenin en büyük avantajı. En büyük hazinem bu. Halkımdan besleniyorum.

Biz sizin Diyarbakırlı olduğunuzu biliyoruz. Ülkemizde birçok yöre, birçok bölge ve bu bölgelere ait türküler var. Bununla beraber Türk Halk Müziği'ne hizmet eden, seven birisi olarak ülkemizin yörelerinden hangi yörenin türkülerini okurken keyif alırsınız?

Bu konu başka. Şöyle ki; bizim ustalarımız derler ki, bir yöre sanatçısı kendi yöresinden türkü okurken sadece okumaz. Peki, ne yapar? O türküyü yaşar. Çünkü annesi, ninesi, kulağına daha beşikteyken kendi yöresinin ezgilerini, nağmelerini söylemiş, sindirmiştir. Ruhunda vardır, genlerinde vardır o ezgiler. Tabii ki ben kendi yöremden okurken yüzde yüz başarılı olurum. Başka yörelerden okurken ise yüzde 80, yüzde 70 olur. Bu bir gerçek. Yöre sanatçısı okumaz, yaşar. Her yöreden okuyorsa, o da sanatçının yeteneğidir, başarısıdır.

Halk müziği gırtlağı denen bir şey var, bu konuda neler söylersiniz?

Halk müziği gırtlağı denen şey, bir anlayıştır aslında. Bazı türküler vardır ki, bunu notayla anlatamazsınız. Bunu duygularınızla, sizde olan gırtlak ve hançereyle anlatabilirsiniz. Bunun notayla ilgisi yoktur.

Bu konservatuarda öğrenilmez yani?

Konservatuarda nota öğretirler, tavır öğretmeye çalışırlar. Ama topraktan yetişen bir insan bunu yaşar, bizatihi kendisidir o. Öğrenmesine gerek yok, onun yanlışı bile doğrudur bazen. Bazen ben uzun hava okurum, bugün okuduğumla dün okuduğum farklıdır. Bu benim elimde değil. O anki duygular beni bir yerlere götürür. Yanlış mı? Değil. O anki duygularla türkünün birleşmesi ve ortaya çıkan şeydir. Hançereyi de, gırtlak dediğimiz şeyi de, her yörede de bulamazsınız. Bazı yörenin türkülerine yakışır, bazı yörelere yakışmaz.

19.03.2012 - NEDİM ODABAŞ

Milli Gazete Kültür

Bu haber toplam 743 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İkinci Kez Yolu Açık Olsun Yavuz Bülent Bakiler’in02 Ekim 2025 Perşembe 11:06
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim