• İstanbul 15 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 13 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 16 °C

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Erbakanı Anlamak Laf İle Değil İspat İledir

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Erbakanı Anlamak Laf İle Değil İspat İledir
Bismillahirrahmanirrahim.Âlemlerin Rabbi, İslam’ı bir hayat nizam olarak gönderen, hesap gününün hâkimi, Allah (C.C.)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’ya, âline ve sahabelerine olsun.
ismailkillioglu

Bismillahirrahmanirrahim.
Âlemlerin Rabbi, İslam’ı bir hayat nizam olarak gönderen, hesap gününün hâkimi, Allah (C.C.)’a hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.)’ya, âline ve sahabelerine olsun.
Erbakan Hocamızın vefatının üzerinden üç yıl geçti. Çeşitli etkinliklerle onu anmaya ve anlamaya çalışıyoruz. Ebu Hureyre (R.A.) bildiriyor. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurdu: “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmez.” Bu esas gereği, bize hakkı öğreten, bu konuda bize önderlik yapan, bizim saadetimizi isteyen herkesi takdir etmemiz ve ona teşekkür etmemiz Müslümanlığımızın gereğidir. Erbakan Hocamız, yaşadığımız asrın parlayan yıldızı olarak bizlere, unutulmaya yüz tutmuş bütün İslami değerleri yeniden öğretmiştir. Bizler millet olarak, hak yolda karar kılmayı, Kur’an nizamını, iman ve cihadı, batıl karşısında dik durmayı, direne direne kazanma azmini ondan öğrendik. İslam’ca düşünmeyi, yaşanılan Hakk-batıl mücadelesinin dünya imtihanımızın bir gerçeği olduğunu, İslam’sız saadet bulmanın imkânsızlığını, sevgiyi, şefkati, edebi, siyasi şuuru, Adil Düzen’i, İslam Birliği’ni, sağlam akideyi bize o öğretti. O, bir beşerdi. Şuurlu bir kuldu, muttaki bir Müslüman’dı, malıyla canıyla Allah yolunda cihat eden er kişilerden birisiydi, sırasını savdı ve canını Allah yolundayken verdi ve ebedi âleme göçüp gitti. Rabbimiz buyuruyor: “Müminlerden öyle er kişiler vardır ki Allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler. Onlardan bir kısmı sözünü yerine getirip o yolda canını verdi,  kimi de (Allah için canını vermeyi) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (özlerini ve sözlerini) değiştirmemişlerdir. Çünkü Allah, sadıkları, sadakatleri sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara dilerse azap edecek veya (ederlerse) tövbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, merhamet edendir.” (Ahzap: 23–24) Erbakan Hocamız, sözünde sadık olanların örneği oldu. O, Allah’tan başka ilah, son Peygamber Hz. Muhammet Mustafa (S.A.V.)’dan başka rehber, İslam’dan başka bir hayat nizamı, iman ve cihattan başka istikamet tanımadı. “Bana ne Amerika’dan” haykırışıyla Allah’ın mutlak gücüne sığınıp Siyonizm’im zahiri gücü karşısında eğilmedi, boyun eğmedi. Kınayanın kınamasına aldırmadan hakkı söylemekten geri durmadı. O, hep hak yolda zerre olmayı, batılda zirvede olmaya tercih etti. O, hiçbir zaman zahiri güç odaklarının işbirlikçisi, taşeronu olmadı. Zalimleri hiç sevmedi. Mazlumların yanında olmayı, saadetleri için çalışmayı kulluk görevi bildi. O hep peygamberlerin insanlığa tebliğ ettiği hak yolun sözcüsü ve yolcusu oldu.
Erbakan’ı Akp’nin Günahlarına Ortak Yapmak

Erbakan Hocamızın vefatından sonra O’na hayattayken etmediğini bırakmayan kimi insanlar, şimdilerde O’nu kendi günahlarına ortak etmenin yarışı içerisine girdiler. Her şeyden önce tespit edelim ki, Erbakan Hocamız, kendisini hiçbir zaman sosyal demokrat, milliyetçi demokrat olarak tanımlamadı. Sağcı veya solcu olarak da tanımlamadı. Batıcı veya doğucu olarak da tanımlamadı. Erbakan Hocamız aynı zamanda kendisini hiçbir zaman MUHAFAZAKÂR DEMOKRAT olarak da tanımlamadı. Çünkü bu tanımlamalar, tarih boyunca Müslümanlar tarafından kullanılan tanımlamalar olmadı. Bu tanımlamalar, her zaman Batılılar ve Batıcılar tarafından kullanıldı. Erbakan Hocamız bu konuda şunları söylemektedir: “Yani, itikat ve ilmihal konularını öğrendiği, bildiği ve bir kısım ibadetleri yerine getirdiği halde, ticaret, siyaset ve devlet hayatında müşrikler gibi düşünen, olayları batılı ve cahili ölçülerle değerlendiren bir kimse, hakikat nazarında mümin sayılamaz. Örneğin, beş vakit namazı imamın arkasında ve tadili erkânıyla kılan bir insan, içinden, ‘Camiden çıktıktan sonra, sattığım tarlanın parasını acaba hangi bankaya yatırsam?’ diye geçiriyor ve rahatlıkla faiz yiyorsa, bu kişi İslam’ca düşünmüyor demektir.” Erbakan Hocamız, hiçbir zaman Batılı mefhumlarla düşünmedi ve konuşmadı. 
Erbakan Hocamız kendisini, “Biz elhamdülillah Müslüman’ız” sözüyle tanımlardı. O’nun için MİLLİ GÖRÜŞÇÜ olmak, İbrahim (A.S.)’in hanif olan milletinden olmaktı. O hayatı iman ve cihat olarak görmüş, siyaseti ise Hakk-batıl mücadelesinin doğal bir unsuru saymıştır. Bunun için her zaman, “Biz siyaset yapmıyoruz, cihat ediyoruz” demiştir. Erbakan Hocamız, İslam’ca düşünen şuurlu bir Müslüman olmuştur. “Küfür tek millettir” esası gereği Siyonizm’i, İslam düşmanı cepheyi kontrol eden, yöneten bir güç olarak gören Erbakan Hocamız, Milli Görüş’ü hakkı temsil eden bir harekât olarak başlatmış ve ömrünün sonuna kadar bunlarla mücadele etmiştir. 
Ömrü boyunca Siyonizm’le mücadele etmeyi inancının gereği sayan Erbakan Hocamızın, AKP’yi benimsemesi, gittikleri yola rıza göstermesi hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Erbakan Hocamızın, “AKP’ye oy vermek, Siyonizm’e oy vermek demektir. ‘Köle olmak istiyorum’ demektir” sözü, AKP ile ilgili sahip olduğu inancı ortaya koymaktadır. Çünkü AKP, Milli Görüş harekâtının dünya Siyonizm’ine karşı yürütmekte olduğu mücadeleyi kazanacağı bir noktada, Milli Görüş’ün önemli kadrolarını hareketten koparmış, böylelikle önemli güç kaybına uğrayan Milli Görüş harekâtı yeniden yığınak yapmak üzere geri çekilmek zorunda kalmıştır. Milli Görüş harekâtı, AKP’den gördüğü zararı kimseden görmemiştir. Çünkü AKP, ırkçı emperyalizm ve Batılı güçler tarafından doğruya en yakın yanlış olarak tasarlanmıştır. Bu haliyle AKP, Batılı güçler tarafından, Milli Görüş-Saadet Partisi engelinden kurtulmak için, etkin bir silah olarak kullanılmıştır, kullanılmaya da devam edilmektedir. Ben Milli Görüşçüyüm diyen kimsenin, İslam’ca düşüncenin temsilcisi Milli Görüş’ü, Saadet Partisi’ni bırakıp, Batıca düşüncenin temsilcisi AKP ve diğerleri ile birlikte hareket etmesi kendisini inkâr etmek olur. Erbakan Hocamızı anlayan bir kimsenin Saadet Partisi’nden başka bir yerde karar kılması mümkün değildir. Erbakan Hocamız, “Beni AKP’nin günahlarına ortak etmeyiniz” diyor ve şöyle devam ediyor: “AKP Millî Görüş gömleğini çıkarttı, işbirlikçi gömleğini giydi! Halk Partisi’nden daha çok işbirlikçi oldu… Sen AKP’ye hizmet ediyorsun, AKP’de dünya Siyonizm’ine hizmet ediyor. Dünya Siyonizm’inin bütün insanlığa yapmış olduğu zararlardan, zulümlerden bir misli de, senin defterine yazılıyor. Bu zararın altından kalkamazsın! Kendine gel arkadaş! Yarın mizan var. Saadet Partili olacaksın başka çaresi yok! ‘Ben de AKP’de hakka hizmet ediyorum’ diye kendini aldatırsın. Sen orada ancak şerre hizmet edersin. Niye? Hakkın yolu tektir, ona da ancak Saadet’le hizmet edilir de onun için! Saadet Partisi son imtihanı da kazananların partisidir! Şimdi aldanmayacağız, dünya menfaati diye aldatılamayacağız ki, hedefe ulaşılsın. Unutmayalım ki; Cenab-ı Allah nurunu tamamlayacaktır!” Yine bir başka konuşmasında şunları söylemiştir: “… Diyorlar ki, biz de Hocanın talebeleriyiz, biz de Milli Görüşçüyüz. Hoca çok akıllı bir adam, iki partiyle çalışıyor diyorlar. Bunu benim bulunduğum yerde de söylüyorlar. Ben onlara diyorum: Hoca dediğiniz ben değil miyim? Ben, hiç Irak’ta bir milyon insanın ölümüne karar verir miyim? Ben hiç IMF’ye teslim olalım, AB uyum komisyonunun emirlerine uyalım, Avrupa Birliği’ne girelim, İslam medeniyetini bırakıp Hıristiyan medeniyetine tabi olalım der miyim? Bunları niçin bana bulaştırmaya kalkıyorsunuz. Ben buradayım, ben Milli Görüşçüyüm ve Saadet Partisine oy vermemiz gerektiğine inanıyorum ve size bunu söylüyorum.” Erbakan Hocamız, bu sözleri inanarak ve samimiyetle söylüyor. Erbakan Hocamızın yolundayım diyenlerin tek adresi, “Biz İslamcı bir parti değiliz” diyen AKP değil, hakkı üstün tutan siyasetin tek temsilcisi SAADET PARTİSİ’dir. Erbakan Hocamızı anlamak Milli Görüşçü olmaktır. Milli Görüşçü olmak ise Saadet Partili olmaktır. Erbakan Hocamızın yeğeni Sabri ERBAKAN İstanbul Fatih’ten CHP Belediye Başkan Adayı olmuş, Milli Görüş selamı veriyormuş, alkışlayacak mıyız? Hocamızı anlayanlar sağa sola savrulmaz, tefrika yapmaz, kendi başına buyruk olmaz. Başka partilerin ekmeğine yağ sürecek işler yapmaz. Saadet Partisi’nde karar kılarlar.
bir mektup
Muhammed Hamidullah’ın 12 Mayıs 1962’de Erbakan Hocamıza yazdığı mektup O’nu daha iyi tanımamıza katkı sağlayacaktır: “Muhterem ve çok aziz dostum Necmettin Bey, Esselâmüaleyküm ve Rahmetullâhi ve Berakêtühü, Size en derin bayram tebriklerimi yollarım. Sıhhatinizin çok iyi olduğunu ümit ederim. Şehrinizdeki ikametim bu ay sonunda sona erecek ve ben İstanbul’dan fabrikanızı ziyaretten edindiğim en iyi intibalarla ayrılacağım. Allah, İslam’ın ve bütün Müslümanların yücelmesi için müessesenizi muvaffak etsin. Sizin teşebbüs halinde olduğunuz faizsiz sermaye oluşturma konusu, bütün dünya Müslümanları bakımından da ayrıca ehemmiyet taşımaktadır. Bu bakımdan heyetinizin bu meselede varacağı karar sureti beni ilgilendirmektedir. Şayet bir mahzur teşkil etmiyorsa ileride herhangi bir boş vaktinizde nasıl bir hâl tarzını tercih ettiğinizi bana haber verirseniz çok müteşekkir olacağım. Aynı zamanda fabrika işçilerine faizsiz ödünç para verme kooperatifi üzerinde heyetinizin tutumu da beni ziyadesiyle alakadar etmektedir. Kısa bir müddet evvel bu mevzuu inceleyen ve bir tasarı ileri süren bir makalem, Paris Üniversitesi Tatbiki İktisadi İlimler Enstitüsü Mecmuası’nda Fransızca olarak neşredilmiş bulunmaktadır. Bu yazım hakikaten çok ilgi çekmiş vaziyettedir. Mesela, Sorbonne Üniversitesi’nde Prof. Perroux’un bana gönderdiği bir mektuptan öğrendiğime göre bugün Senegal Başvekili aynı mevzuu üzerinde benimle bizzat görüşmek arzusunu izhar etmiştir. Sizin tesir ve tahrikinizle, müessesenizde bu teşebbüs denenecek olursa muhtemelen bu karşılıklı yardım teşkilatı cemiyetimizdeki faize müracaat alışkanlığının doğurduğu mahzurları giderecektir. Kim bilir belki de bir gün Batı âlemi bu konudaki İslam’ın vardığı hükümlerden ve tatbikattan istifade yoluna sapacak ve bu nevi İslami esasları benimseyecektir. En samimi selam ve muhabbetlerimle.” Faiz dünya gerçeğidir diyenler nerede, Erbakan nerede? Erbakan’ı anlamak lafla değil, ispatla olur vesselam.

26.02.2014 Milli Gazete 

Bu haber toplam 509 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim