Değişen Eğitim sistemine rağmen program hep aynı batılı mantıkla hazırlandığı için din kültürü dersi programları bile Avrupa Birliği hedeflerine, dinler arası diyalogun amaçlarına hizmet etmektedir. Nitekim 6. Sınıflar Din Kültürü Kitabında 1. Ünitenin konusu : “Peygamberlere ve ilahi kitaplara inançtır. Bu ünitede peygamberlere gelen mesajların ortak amacından bahsedilmiş ancak bunların hepsinin son peygamber Hz. Muhammet’ de (SAV) toplandığından bahsedilmemiştir. Sanki diğer peygamberlere gelen mesajların şuanda geçerliliği sürüyormuş izlenimini uyandırmaktadır. Bunun en önemli delili; ilahi kitap ve ilahi kitaplara iman konusunda sayfa 24’te “Tevrat Hz. Musa’ya verilen ilahi kitabın adıdır ve onun konuştuğu dil olan İbraniceyle indirilmiştir. Günümüzde diğer dinler de çevrilmiştir.” Yine “İncil Yüce Allah tarafından Hz. İsa’ya verilmiştir. Bugün Hıristiyanların çoğunun kabul ettiği İnciller dört tanedir. Bunlar Matta, Markos, Luka, Yuhanna incileridir. Tevrat’ta sıklıkla dini kuralara vurgu yapılırken, İncil’de bu kuralların daha çok ahlaki boyutuna öncelik verilmiştir.” diyerek bu kitapların geçerli hak kitap olduğu izlenimi açık bir şekilde verilmiştir. Aynı sayfanın devamında Kuran’ın son ilahi kitap olduğundan bahsedilmiş ancak bu ibareler diğer dinlerin de hak din olduğu izlenimi ortadan kaldırmamıştır.
7.Sınıflar Din Kültürü kitabının 4. Ünitesinde İslam Düşüncesinde Yorumlar bölümünde tasavvufi yorumlar başlığı doğru olmakla beraber, Yesevilik, Nakşibendîlik kısa geçilip, Alevilik ve Bektaşilik konusuna ayrıntılı yer verilmiş, önemli ritüelleri anlatılmıştır. Ancak Türkiye’de en büyük tasavvufi grubu oluşturan Nakşîliğin ritüellerinden bahsedilmemiştir. Kadirilik ve Yesevi’likten ise çok az bahsedilmiştir. Aynı ünitenin 105. Sayfasında cami, kilise ve sinagog bir arada gösterilerek dinlerin eşitliğine vurgu yapılmış, din ve vicdan hürriyetinden bahsedilerek laiklik ilkesinin Türk toplumu için ne kadar önemli olduğu vurgulanmıştır. Oysaki laiklik Türk toplumu için yeni bir olgudur ve batıdan getirilmiş bir olgudur. Toplum hayatımızda da ciddi bir karşılığı bulunmamaktadır. Din dersi kitabında buna vurgu yapılması çok manidardır.
8. Sınıflar kitabında Dinler ve Evrensel Öğretileri Ünitesinde, Günümüzde Yaşayan Dinler konusunda Hinduizm ve Budizm anlatılmış, Yahudilik eleştirel bir yaklaşımla anlatılmadığı gibi Kudüs’te bulunan Ağlama Duvarı’nın Yahudiler için çok önemli olduğu vurgulanarak ağlama duvarına meşruiyet kazandırılmıştır. Kudüs’teki ağlama duvarına meşruiyet kazandırmak Din kültürü dersinde işlenmesi son derece yanlış olmuştur. İslam dini anlatılırken, İslam’ın temel inanç esası tevhit denilmiş ve arkasında Nisa suresi 136. Ayet koyularak burada diğer kitaplara da imanın inanç esaslarından olduğu vurgulanmış ancak bunun şu andaki tahrif olmuş kitaplara mı, yoksa geldikleri dönemdeki orijinal hallerine mi konusu muallâkta bırakılmıştır.
Ezici çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde her şeyden önce okullarda çocuklarımıza inançları, dinleri konusunda temel bilgiler doğru ve yeterli bir şekilde verilmelidir. Din sadece kuru bilgiler topluluğundan ibaret olmadığından aynı zamanda din eğitimine de yer verilmesi elzemdir. Müfredat ancak bilgi-davranış bütünlüğünü sağlayacak şekilde geliştirilip yeniden düzenlendiği zaman faydalı olabilir. Gerisi lafı güzaftır.
13.11.2012 haberdem.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.