Serbestleşme bizi ok yaydan çıkmış gibi sokağa döktü. Meğer ne kadar özlemişiz sokakları… Hele insanlarla tokalaşmayı, kucaklaşmayı… Ama ürkekliğimiz üzerimizde. Hala kaygılı ve endişeliyiz. Endişe etmekte haklıyız. Canavar aramızda dolaşmaya devam ediyor. Dünyada 4 milyon cana mal oldu.
Peki, bu kadar acı ve sıkıntıdan sonra ne kadar ders çıkardık? Orası çok şüpheli. Huylu huyundan vazgeçer mi? Bir genel durgunluk hali var üzerimizde, içeride fazla kalmanın mahmurluğu mudur, bilmem ama bir hüzün seziliyor halimizden. Yüreğimizin merhameti artmış mıdır, bilmem. İnsan olarak ne kadar zayıf ve birbirimize muhtaç olduğumuzu anladık mı acaba? Fikrimiz, zikrimiz ve şükrümüzde bir artış oldu mu? Çünkü bütün bunları yapmaya çok vaktimiz oldu. Yoksa yine aynı nakaratı tekrarlayarak hayıflanmaya devam mı, ediyoruz. “Gene boşa geçti ömrüm benim.” Hep son pişmanlıklar çok fena üzer insanı, o nedenle fırsat elde iken iyilikler biriktirmeye sürdür. “An”ın kıymetini bil. Dün yoktu yarın da olmayabilir. Dem bu dem, an bu andır.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/makale/7392656/israfil-kuralay/temmuzda-kacis
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.