***
“Kahveler, edebiyatçıların bir ikinci kişiliğidir. Ziya Paşa oraya gelir, şiirler yazar ve gider. Namık Kemal, Ebuzziya Tevfik, Muallim Naci, Ahmet Rasim, Neyzen Tevfik, Halit Ziya, Abdülhak Hamit, Süleyman Nazif, Yakup Kadri, Abdülhak Şinasi, Ahmet Hamdi, Halit Fahri gelir, konuşur, alkış alır ve gider.” (s. 7)
“Kahvelerdeki gizli yaşamı anlamışlardan biri de Sait Faik’tir. Haftalık Yedigün dergisinin 14 Ağustos 1948 günlü sayısında “Kıraathaneler” adıyla yazdığı yazıda Sait, Ertem’i de gerilerde bırakır ve kahvelere, kıraathanelere “üniversite” damgasını yapıştırıverir. Hem de hiç dur durak dinlemeden. Ona göre bu dekansız, doçentsiz, bütçesiz, fakültesiz ve yüzde yüz bağımsız üniversiteler insanların nabzının ne yolda olduğunu, hızlı mı atıyor, yoksa atışta hoplamalar mı var, şipşak ortaya koyar.” (s. 22)
“Kimi kahvelerde de bu gibi konuşmalarla vakit öldürülmez kitap okunur. Çokluk da müşterilerden biri okur, ötekiler dinler. Kahveci kitap okuyan müşteriden de kahve parası almaz. İkide bir kahveci çırağı da kahvenin şurasına burasına konulmuş yağ mumlarının fitilini özel makasıyla kesmek için peykeleri dolaşır. Okunan kitaplar daha çok Kan Kalesi, Hamzaname, Battal Gazi gibi şeylerdir. Kahveci onları Sahaflar’daki kitapçılardan kira ile alır.” (s. 33)
Devamı: https://www.edebifikir.com/kitap/kahveler-kitabi.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.