• İstanbul 12 °C
  • Ankara 11 °C

Kâzım Karabekir’in Maraş Millî Mücadelesine övgüsü

Ahmet Doğan İLBEY

Mûsa Kâzım Karabekir “Vatan-ı İslâmiyyenin istiklâli” şiarıyla yapılan Millî Mücadele’nin başlatılmasındaki kararlı duruşundan ve Cumhuriyet devletinin kuruluşu esnasında Türk milletinin İslâmî değerlerinden yana tavır koymasından dolayı Maraşlılar tarafından sevilen bir paşadır. Bu muhabbetin sebeplerinden biri de 1920 Maraş-Fransız Harbinde Maraşlılara olan hissiyatını telgraflarla belirtmesi ve 12 Şubat 1947’de şehr-i Maraş’ı ziyaret etmesidir.

“Maraşlı İslâmlara yapılan mezalim milletin yüreğini sızlatmaktadır”

Fransızların Maraş’a girmesiyle başlayan Maraşlıların müdafaası Sivas’taki Heyet-i Temsiliye Reisliğine telgrafla sık sık rapor edilir. Karabekir Paşanın ifadesiyle “Maraşlı İslâmlara yapılan mezalim milletin yüreğini sızlatmaktadır.” 15. Kolordu Kumandanı olarak Erzurum’da bulunan Karabekir Paşa, Maraş’a yardım edilmesi için Heyet-i Temsiliyeye telgraf çeker. Samimi telgrafı Maraşlıları ve Maraş Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mensuplarını pek heyecanlandırır: “Vaziyetin kötüleşmesiyle yeise kapılmamak lâzımdır. Bu mücadelede büyük azim ve iman ile sebat edilerek millî hukukun müdafaasında hiçbir fedakârlıktan çekinilmeyeceği herkese anlatılmalıdır. Maraş hâdisesinde geri adım atmak demek, Sivas, Elazığ ve Diyarbakır’ın da işgâle uğraması demektir. Maraş yangın ve harabe hâlini almaktadır ve çok insanımız şehit olmaktadır. Ancak bu durum, İslâmların yılmayacağına birer misâl olacaktır” (Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, Türkiye Yayınları, s.437, Yaylacık Matbaası, 2. Baskı: 1969 İst.)

Karabekir Paşa’nın Maraş’a dair yazdıklarının safahatı şöyle:                                                         “Maraştaki vaziyet: 1/ Şubatta 3. Kolordu Kumandanlığından aldığım âtideki şifrede vaziyet bildiriliyor ve mütalâa soruluyordu: 15. Kolordu Kumandanlığına Maraş’tan alınan malûmat hülâseten bugünkü raporda arz edilmiştir. Adî ateşli topların da ateşe başladığı ve endaht neticesi bir kilisenin muhterik(yandığı) olduğu anlaşılmıştır. Amerikan Koleji misyonerlerinden şayi olduğu bildirilen bir haberde Ceneral Keret muvaffak olamadığı takdirde intihar edecekmiş. Ahali mehmaken gayret ve fedakâri göstermektedir. Ve her tarafta az çok kuvvet yetiştirmektedir. Fakat bütün bu muavenetlere rağmen Fransızların kuvvayı kâfiye ile buraya muavenete gelecekleri tahmin edilmektedir. Urfa taraflarında henüz tamamile teeyyüd etmeyen bazı hareketler olduğu anlaşılmakta ise de Maraş’a büyük tesiri olamayacağı düşünülmektedir. Antepliler bilâkis Sivastan kuvvet istiyorlar. Kayseri tarafından kuvvet ve ne dereceye kadar icrayı tesir edileceğini kestiremiyorum. Şimdilik başka bir yerden de mühim bir malûmat alınamamıştır. Binaenaleyh: Kuvvayı muntazama vürudu halinde yine Maraşın münferiden kalması varidi hatırdır. Şimdilik bütün bunlara rağmen son derece azimkârane devamı kolordu elzem görmektedir. Ancak topların da işe girişmesi meydanda zarurî diğer bazı âsar ve âlaimin bulunması ve bu harekette devam olunması hükûmeti İstanbulda siyasî bir mağlûbiyete sürüklemek ve son günlerde yegâne lehimizde bulunan Fransızları da gaip etmek ihtimallerine nazaran vaziyeti hakkındaki mütalâai aliyelerinin iş’arını rica ederim.  3. Kolordu Kumandanı Selâhattin” (a.g.e., s.437)

Karabekir Paşa, “yukarıda olduğu gibi” mânasına gelen “Mütalâatımı bervechiâti bildirdim” dediği cevabi telgrafında Anadolu’nun işgal edilen diğer bölgelerine gösterdiği hassasiyetini Maraş’a da fazlasıyla gösterir. 3. Kolordu Komutanı Selâhattin Beye ve Ankara’daki Hey’eti Temsiliyeye çektiği 3 Mart 1920 tarihli telgrafta Maraş’a dair duygu ve fikirlerini şöyle yazar:

“Erzurum: 3/Şubat 1336. Sivasta 3. Kolordu Kumandanlığına ve Ankarada 20. Kolordu Kumandanlığına (Hey’eti Temsiliyeye)

31 /1/1336. Maraş ve havalisinin vukûatını kemâl-i dikkatle takip ediyorum. Gösterilen azim ve besaleti teşci ve maddeten de takviye etmek açıl olan müdafaai namus noktai nazarından elzemdir. Çünkü bu gibi işgaller vatanı umumi için bir imtihan mes’elesidir. Düşmanlarımız görecekleri zaaf ve içtinab neticesinde bu mıntıkayı iskat ve binnetice tahakküme muvaffak oldukları anda İngiliz Fransız ve Ermeniler için son İtilaf kararnamesinde münderiç olan Sivas ve Mamüratülâziz hudutlarını bilfiil istihdaf etmek ve bizim için de bu elîm netayice muntazır olmak mecburî olur. Binaenaleyh düşmana her şeyi ve her karış toprağı pek pahalıya düşürmek vatan ve milletin şiarı namusudur. Ancak bunda asker hiçbir fırsatta işe karıştırıldığını açıktan göstermemeli yani aynı Aydın cephesinde olduğu misillû her şeyi şekil ve kıyafeti milliyede görülmelidir.(a.g.e.,s. 437-438)

İki adet topun Maraş’a gönderilmesi

Fransızlara karşı Maraşlıların savunmasını günü gününe takip etmektedir. Osmanlı Türk ordusunun daha önce Suriye’den çekilirken toprağa gömülü bıraktığı iki adet topun bölgedeki milislerce Maraş’a gönderilmesi fikrinin kendisine bildirilmesi üzerine 3. Kolorduya ve Hey’eti Temsiliyeye telgraf gönderir:

Filhakika Maraş cephesinde işe top karışınca Fransızlar için daha ziyade mucibi heyecan ve şikâyet olursa da bunu da kitabına uydurmak ve vaktinden evvel herhangi bir garnizondan saikai yeis ve teessürle meselâ bir iki çavuşun ve bir kaç neferin yerli ahali ile birleşerek cebir ve zecir suretile bir kaç top kaçırdıklarını ve her ne kadar bunların takibine müsaraat olunmuş ise de ahalinin galeyanını ve işe milletin karışması ve kan dökülmesinden ictinaben daha ileriye varılamadığı tarzında makamı nezarete vesaike istinad olacak şekilde bir iki rapor verilmesi muvafık olabilir. Fransızların teveccühatı mes’elesine gelince filhakika Maraş, Urfa gibi hâdisata bir de ahiren Marmara havzasındaki hâdisat da karışınca bittabi Fransızların az çok sui nazarını davet ederse de bu teveccühatı kazanmak veyahut kazanmamak, hâdisatın ve menafii devletin tesirile vatan ve milletimiz hakkında çizilmiş hududu asliyei siyasiyeye pek de tesir etmeyeceği ve maahaza hükûmet; resmî meslek ve etvarile muhafazai teveccühata ve galeyan halindeki milletin harekâtını mazur göstermeye çalışacağı kanaatinde bulunduğumu arz eylerim. 15. Kolordu Kumandanı Mirliva Kâzım Karabekir” (a.g.e.,s. 437-438).

Hey’eti Temsiliyyeden gelen cevap şöyle: “3/2/ 1336. Maraş hâdisesinde takibi iktiza eden hattı hareket hakkındaki mütalâatı aliyelerinle tamamile hemfikiriz. O suretle tedabir ittihaz edilmiştir, efendimiz. Hey’eti Temsiliye namına Mustafa Kemâl” (a.g.e., s.437-438)

“…Maraş mücahitlerine yazdım ki…”

İstanbul İngiliz işgali altındadır. Karabekir Paşa bir tamim yayınlayarak, Sivas’taki Heyet-i Temsiliye’nin millî hükümet olarak işe başlamasını ve tedbirler almasını ister. Bu hususta milletin ordusuyla birlikte hamle yapılmasının gerektiğine dair yazdığı tamimini bütün Komutanlık makamlarından başka üç vilayetin mutasarrıflıklarına gönderir. Bu vilâyetlerden biri de Maraş’tır:

“Bilcümle mülkî ve askerî makamların da artık millî hükûmete merbut bulunmalarını âtideki şifremle Hey’et-i Temsiliyeye, umum kumandanlara, vali ve müstakil mutasarrıflara, Urfa, Antep, Maraş mücahitlerine yazdım ki aynen şudur: Dersaadette düşmanların başladığı imha plânı zaten peyderpey beklemekte olduğumuz cihetle bir fevkalâdelik telâkki edilmemiştir. Milletin ve ordunun baş başa vererek vatanın halâs ve necatı için derin bir azim ve rabıta ile çalışacağından ve nihayet Cenab-ı Hakkın ayni samadanisile (Allah’ın kudret ve azametiyle) muvaffak olacağından ve bu hususta heyeti muhteremlerinin aleddevam bizleri tenvir ve felâh ve halâsa müteallik tedabiri haseneyi ittihaz buyuracağından eminiz” (a.g.e., s. 236).

Erzurum’da “Maraş faciaları” adlı piyes

Karabekir Paşa kendisinin tertip ettiği Maraş-Fransız Harbini anlatan “Maraş Faciaları” adlı piyes temsil edilirken Maraşlıların Fransız’ı kovduğu müjdesinin geldiğini anlatır: “13 Şubatta Erzurumda İbret Yerinde “Maraş Faciaları” temsili esnasında Maraşın kurtulduğu müjdesi geldi. Alkışlar arasında halka okuttum. Mıntıkamın her tarafına şu tamimi yaptım: Elbistan Kumandanlığına mevrud 12/ Şubat 1336 tarihli ve saat 2 işaretli rapora atfen 3. Kolordu Kumandanlığından mevrud 12 / 2 / 1336 tarihli telgrafta Fransızların 10-11 gecesi nısfılleyle kadar şehrin bilcümle islâm mahallelerinde emlâki resmiyesini şiddetle bombardıman ettikten sonra Islahiye tarikiyle çekildikleri ve şehri tahliye ettikleri ve Dairei hükûmet ve Kışlaya Osmanlı bayrağı keşide edildiği ve şehrin yalnız birkaç mahallinde perakende Ermeni milislerle birkaç Fransız askeri kaldığı, bunların ve şehrin temini inzibatı ve idarei hükûmetin tesisi için tedabiri mukteziye ittihaz kılınmış olduğu bildirilmektedir.2-Din ve namusu millinin muhafazası kaydından doğmuş olan azim ev imanın bu suretle neticelenen mesut muvaffakiyetini ilân ve tebrik ederken halâs bulan Maraşın fedakâr kahramanlarını kolordum namına ayrıca tebrik ederim.” (a.g.e.,s. 438)

1920’de Erzurum’da “Maraş bahçesi”, “Maraş ılıcası” ve “Maraş meydanı”

Fransız’ı kovan Maraşlılara o kadar alâka duyuyordu ki bu alâkasının tezahürü olarak kendi çabasıyla 1920 yılının Mart ayında Erzurum’daki Belediye Bahçesine “Maraş Bahçesi” ve Erzurum’daki “Ilıca kaplıcalarının en sıcak bölümüne “Maraş Ilıcası” adlarını koydurur. Aynı tarihlerde Erzurum halkının ve mekteplerinin katılmasını da sağlayarak, kendisinin başlatmış olduğu  “20 Mart Ağaç Bayramı Günü” tertip eder. Erzurum meydanlarına ağaçlar diktirir ve bu meydanın birine “Maraş Meydanı” levhasını eliyle asar. İftihar edilecek bu mevzuu 1920 yılında Erzurum’da yayınlanan Albayrak Gazetesinin Eylül 1920 tarihli nüshasından okuyalım:

“Aydın ve Maraş şehirlerinin Yunan ve Fransız işgaline uğramaları ve tahrip edilmeleri üzerine bu iller halkına bir jest olsun ve de hatıraları devamlı anılsın maksadıyla Erzurum’daki bazı bahçelere bu illerin adının verilmesi yine ilginç bir ilânla Albayrak Gazetesi’nde şöyle duyurulmuştur: Makam-ı Vilayet’ten: Aydın ve Maraş şehirlerinin mukaddesât-ı millîye uğruna hemân ve kâmilen denecek derecede düşmânlarımız tarafından mahv ve tebâh (harap) olması bu iki şehr hâtırâtının ezhân-ı millîde (millî hafıza) ebediyyen muhâfazasını mu’cîb hâdiselerden olduğu nazar-ı dikkate alınarak Erzurum’da Köşk denilen mesîrenin “Aydın Bahçesi” ve elyevm İbret Yeri olan Belediye Bahçesi’nin de ‘Maraş Bahçesi’ ve Ilıca kaplıcalarından en ziyâde harâreti hâiz olan kısmının Maraş ve diğerinin Aydın Ilıcası nâmlarıyla tevsîmi On Beşinci Kolordu Kumandanlığı’nın iş’ârı üzerine Meclis-i İdâre-i Vilâyetçe tensîb edilmiştir.  Bu isim değişiklikleri o dönemde kullanılmasına rağmen uzun vadede kalıcı olmamıştır. Burada ilginç bir husus göze çarpmaktadır. Herhangi bir teşvik olmaksızın yapılan isim değişiklikleri kabul gördüğü halde, il idare meclisi tarafından onaylanan isim değişiklikleri bugün unutulmuştur. Yukarıda geçen ilânlardan da anlaşıldığı gibi ‘Karacehennem Camii’ nin adı ‘Cennetzade’, ‘Beğlik Ambarları’ nın adı ‘Taş Ambarlar’ olarak değişmiş ve değişen isimler günümüze kadar gelmiş olmasına rağmen ‘Kavak Kapısı’na verilen ‘Ardahan Kapısı’, ‘Köşk Bahçesine’ verilen ‘Aydın Bahçesi’ ya da Ilıca Kaplıcalarına verilen Aydın veya ‘Maraş Kaplıcası’ gibi adlar kabul görmemiş ve günümüze kadar ulaşamamış ve de yaygın bir kullanım alanı bulamamıştır. Albayrak, 20 Eylül 336/ 1920” (Dergipark.org.tr. A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi / Erzurum’da Millî Mücadele Döneminde Yayınlanan Albayrak Gazetesi’ndeki İlânlar, Dr. Alaattin Uca)

Karabekir Paşanın Maraş’la ilgili bu hasbî faaliyeti başka bir kaynakta da şöyle anlatılmaktadır:

“Şark Cephesi komutanı Kâzım Karabekir Paşa, doğu sınırlarımızı emniyet altına alırken diğer taraftan da vatanın geleceği ve savaş esnasında kısmen tahrip olan ormanlarımızın yeniden yetiştirilmesi için 20 Nisan 1920 salı günü bir ağaç bayramı tertip ettirdi. Karabekir Paşa hatıratında bu olayı, ‘Maraş ve Aydın isimlerini şarkta da ebedî yaşatmak için muhtelif yerlere bugün bu ismi verdik. Erzurum’da Köşk’e Aydın, İbret Yeri bahçesine Maraş bahçesi, Ilıca ve Hasankale’nin sıcak ılıcasına Maraş, soğuğuna Aydın ismi meclis-i idare kararıyla verildi. 20 Nisan 1920 salı günü ağaç bayramı yapıldı, Aydın ve Maraş bahçelerine mutantan (gösterişli) merasimle ağaçlar diktik.” (Ağaç İnsanoğlunun kadim dostu, Erhan Kılıç, Nihayet: Kültür Sanat ve Fikir dergisi, 7 Eylül 2021)

1920’de Erzurum’un birkaç mekânına koydurduğu Maraş isimlerinin bugün devam etmemesi Karabekir Paşanın Maraş’a gösterdiği tarihî alâkanın değerini kaybettirmez. 23 Ocak 1920’de Maraş-Fransız Harbi devam ederken, Erzurum’da kendisinin yazıp tertip ettiği “İbret Yeri” adında tiyatronun açılış merasimini yapar ve bu piyeslerden maksadını şöyle açıklar: “İstiklâl Harbi gibi mukaddes ve pek nazik bir zamanda tiyatro adı ile bir iş yapmaklığım hoş görülmeyecekti. Esasen hazırlattığım piyesler hep tarihi ve geçmekte olan hâdiselerin resmî raporlardan çıkartılmış birer akisleriydi: İzmir Faciası, Maraş Faciası, Palikaryalar vesaire gibi memleketimizin dört tarafından başlayan istila ve katliamlarla bunların karşısındaki Türk kahramanlıkları (…) gibi temsillerdi. Bunlara İbret ya da İbret yeri adını buldum. Bu adlar iyi karşılandı. Müsait birkaç subaydan da ibret grubu teşkil ettim.” (Tanzimat’tan erken cumhuriyet’e tiyatro ve eğitim ilişkisi: mektep temsilleri (1896-1936), doktora tezi, s.179, İst. Ünv. Sos. Bl. Enstitüsü / 2015, Nilgün Firidinoğlu, İstanbul.ed.tr)

“Maraşlıların ve sizin alınlarınızdan öperim”

Karabekir Paşanın Maraşlıların cesur ve îmanlı müdafaalarına olan alâkası Fransızlar çekildikten sonra da devam eder. Maraş Mutasarrıflığına çektiği 13 Şubat 1920 tarihli telgraf Maraşlıların mücadeleci karakterlerini öven samimi ifadelerle doludur:

“Maraş Mutasarrıfına şu telgrafı yazdım: Erzurum: 13 / Şubat 1336

Maraş kahramanlarının İslâmlara has olan celâdet ve fedakârlıkları neticesinde sevgili bayrağımız yine Maraş üzerinde dalgalandığını haber almakla bütün kolordum büyük sevinç duymaktadır. Öldünüz, fakat Türklüğü öldürmediniz. Tarihi millîmize kanınızla ve hayatınızla emsalsiz bir menkıbei celâdet yazdınız. Maraşlıların ve sizin alınlarınızdan öper, kolordumun hissiyatı samimanesini arz eylerim. 15 Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir. Mutasarrıfın cevabı şu oldu: Vazifei milliyelelerini ifaya nailiyetten dolayı gerçekten müftehir ve müteşekkir olan bütün Maraşlılar gerek zatı samilerinin ve gerek orduyu âlileri haklarındaki hissiyatı teveccühtkâranalerine arz teşekkür ile selâmlar ittihaf ve devlet ve millet bahtiyar ad eyler, efendim. Marş Mutasarrıf Vekili Cevdet”(a.g.e., s.439)

“Kahramanlık Maraşlıların tabiî karakterlerinden gelir”

Maraşlılara alâkası Maraş’ın kahramanlık madalyası almasından sonra da devam etmiştir. T.B.M.M. Başkanı sıfatıyla 1947 yılının 12 Şubat Bayramı için Maraş’a devlet protokolünün gereği olarak değil, gönül tarafıyla gelir ve şunları söyler: “Vazifelerin yerine getirilmesi kahramanlık değildir. Kahramanlık, vazifelerin bittiği yerde başlar. Ve vatan hayrına en aziz varlıkların fedâsının sona erdiği yerde tamamlanır. Hayatında ve tarihte, emeğine maddî, manevî karşılık aramış ve bulmuş olanların kahramanlık unvanı bizim bahşettiğimiz bir rütbedir. Belki lafzî bir değeri vardır, ama kahramanlık bu değildir...”

Konuşmasının ardından şeref defterine şu notları düşer: “Maraş’ın 27. Yıl kurtuluş bayramını kahraman Maraşlılarla birlikte kutlamak üzere geldiğim sırada 11.2.1947 de okulları da ziyaret ettim. Ortaokul bana iki defa sevimli geldi: Çünki burada önce onun çalışkan öğrencilerini; sonra yine bu çatı altında Maraş’ın bütün değerli öğretmenlerini tanıdım. Unutamayacağım ve ancak hatıralar bırakan dünkü çayımızda sizler için nasıl duygular beslediğimi söylemiştim. Hepinize başarılar diler, sevgilerimi sunarım. 12.2.1947 / B.M.M.B. / K. Karabekir”(ilbeyali@hotmail.com.

Bu yazı toplam 175 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim