• İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Maraş müdafaası İtilâf Devletlerinin işgal plânını bozuyor

Ahmet Doğan İLBEY

Mondros Mütarekesi’nin şartları dikkate alındığında, İstiklâl Harbi’nin ilk ve önemli müdafaasının Maraş müdafaası olduğu anlaşılır.

Millî Mücadele’nin ilk kıvılcımının Maraşlıların işgalci Fransızlara karşı direnmesiyle başladığını, Heyet-i Temsiliye’nin kararlarından ve İtilâf Devletleri’nin (İngiliz, Fransa ve Rusya'dan oluşan ittifak) birbirlerine düşmesinden anlamak mümkün. Maraş’taki ilk kurşun Antep ve Urfa vilayetlerini harekete geçirerek Güneydoğu illerimize yayılmış ve Millî Mücadele’nin millet-devlet hareketine dönüşmesiyle İtilaf Devletleri Anadolu’da emellerine ulaşamamışlardır.                                     

Maraş savunması Fransız generallerini birbirine düşürüyor 

Fransızların Maraş hezimeti, Fransız Ordu Komutanlarını birbirine düşürdüğü gibi, Fransa kamuoyunda işgal aleyhinde ve geri çekilme lehinde protestolara sebep olmuştur. Yardıma gelen fakat geri çekilmek isteyen Albay Normand’la General Qurette’ın arasında ikilik çıkması, Albay Normand’ın bağlı olduğu General Duieux’un çekilmenin söz konusu olmadığını açıklaması, Albay Normand’ın bölgenin diğer generali Gouraud’dan gizli emir aldığının anlaşılması, Adana Fransız Bölge Valisi Albay Bremond’un çekilme emri verilmediğini ileri sürmesi ve Fransız askerî bürokrasisinin birbirini yalanlaması İtilaf Devletleri’nin işgal politikasının değişmesine sebep olmuş ve Kuvva-yı Millîyecilerin elini güçlendirmiştir. Bunun üzerine Fransız Hükümeti Cezayir, Fas gibi müstemlekelerin uyanışına vesile olacağı düşüncesiyle Adana, Maraş, Antep bölgesinde kalmanın doğru olmadığını, çekilmenin lehlerine olacağına dair açıklama yapar. (Millî Mücadelede Güney Cephesi (Maraş), Yrd. Doç. Dr. Yaşar Akbıyık, s. 202-203)

Maraş direnişiyle Kilikya Ermeni devleti fikri suya düşmüştür

Maraş müdafaası Fransızların Orta Doğudaki bütün plânlarını bozduğu ayrı bir yazı konusudur. Fransız Ortadoğu Orduları Başkomutanının “Maraş hâdiselerinin başlamasında Ermenilerin büyük rolü oldu” ifadesinde müdafaanın daha geniş bölgeye yayılacağı korkusu yatmaktadır. Çekilme sebebi olarak Ermenilerin mazeret olarak gösterilmesi Fransız Ordusu’nun Güney Anadolu işgal plânına terstir. Fakat Maraş’taki başarısızlıklarına Ermenilerin sebep olduğu intibaı vererek Anadolu’dan en az zayiatla çekilmektir bu kararın adı…     

“Millet-i sadıka” iken Maraş mücadelesinde Fransızlara yardım ederek fitne hâline gelen Ermenilerin kaçmalarıyla Anadolu’nun güney bölgesi (Maraş, Antep, Adana) ikinci bir Lübnan olmaktan kurtulmuştur. Adı geçen kitapta (s.101) yer alan “Stanley E. Kerr’in, “The Lions of Marash(Maraş Aslanları)” isimli önyargılı hatıratının takdim yazısından bu mâna çıkmaktadır: “Maraş’taki Fransız güçlerinin kaçışıyla, Ermenilerin Türkiye dışına göç etmesine sebep olunmuş ve Fransa’nın ağır şekilde utanmasına sebep olan Ermeni göçüyle, Paris Anlaşmasında öngörülen Amerikan Mandasında bir Kilikya Ermeni Devleti fikri suya düşmüştür.”

Maraşlılar Fransız ordusunu mağlûbiyet psikolojisine sokuyor

Maraş savunmasını hesap edemeyen Fransız kurmaylarının şaşkınlığının Avrupa’daki yankıları emperyalist İngilizleri sevindirir. Maraş müdafaası karşısında Fransız ordusunun mağlûbiyet psikolojisi yaşadığı, İngiliz G. Kıdston’un, Fransızların bu duruma düşeceğini bildiğini ileri süren yazısından anlaşılmaktadır: “Fransızları Anadolu’ya girmeye teşvik etmeliyiz. Böylece onları sonuç alamayacağı bir alanda uğraştırıp, başka bölgelerde itirazlara yol açan hareketlerini gevşetebiliriz...” (a.g.e., s. 57) Bu yazıya Lord Curzon şu notu düşer: “Başlarına ne geleceğini anlamıyorlar.” (Akbıyık, a.g.e., s.57)

İngiliz Dışişlerinden L. Phillippe’nin ifadeleri de Maraşlıların savunmasının önemini göstermektedir: “Fransızlar nihayet eşek arısının yuvasını karıştırdıklarının farkına vardılar.” (Akbıyık, a.g.e., s.54)     

Maraş’tan kaçan Fransızlar Ermenileri yüzüstü bıraktılar

Maraşlıları şanlı direnişinden sonra Fransızlar yandaş saydıkları ve kullandıkları Ermenileri ve “lejyoner” (paralı asker) olarak getirdikleri Senegalli ve Cezayirli askerleri ölüme ve açlığa terk ederek Adana istikametin doğru kaçtılar. Maraş’ta doğup büyüyen ve Fransız Askerî Okulunda subay olduktan sonra Fransızlarla Maraş’a dönen Ermeni Ghovent Chorbajian tuttuğu günlüğünde Fransızların, yandaşlarına vefasızca davrandığını anlatmaktadır. Fransızlar geri çekilirken peşlerinden gelen Ermenilerden açlıktan ölenlere ne ekmek verdiklerini, ne de dönüp baktıklarını, onları isyana teşvik ettiklerini, Eloğlu’na (Türkoğlu) ulaşıldığında, Fransız askerlerin konaklamak için evleri işgal ettiklerini, birbirlerine yiyecek dağıttıklarını, fakat Ermenileri düşünen olmadığını, İslahiye’ye vasıl olduklarında yollarda bıraktıkları Ermeni, Senegalli, Cezayirli asker cesetlerini yırtıcı kuşlar ve çakalların parçaladığını, Fransızların umurunda bile olmadığını yazıyor. (Akbıyık, a.g.e. , s. 210)           

Amerikan temsilcisi: “Maraşlılar, Fransızlar teslim olana kadar savaşacaklar…”

Amerikan Temsilcisi Engert, Halep’te iki vatandaşının öldürülme hâdisesini araştırmak için Adana’ya geldiğinde yolların kesildiğini ve böylece Maraş’taki savunmayı öğrendiğini anlatır. Durumu Amerika Dışişlerine rapor eder. “Maraş savunmasının bir millî hamle ile yapıldığı ve Maraşlının vatan ve istiklâl için hiç düşünmeden canını verebileceğini…” yazdığı raporunda şu cümleler Maraşlıların yekvücut bir müdafaa içinde olduklarını göstermektedir: “Maraş’taki Amerikan Koleji yetkilileri, Maraşlılar ile Fransızlar arasında arabuluculuk yapmayı teklif ederler. Bunun üzerine Maraş Kuvvacıları, ‘Bu mahallî bir mesele değildir. Millî bir meseledir. Millî ordumuzun Başkomutanı, Fransızların teslim olmalarını istemiştir. Fransızlar teslim olana kadar savaşacağız...’ diye kararlı şekilde cevap verirler.” (Millî Mücadele’nin İlk Zaferi, Yalçın Özalp, a.g.e., s.254)

Maraşlıların zaferinden sonra Amerikan Konseyi Fransızlardan desteğini çeker

Bunun üzerine Amerikan Yüksek Konseyi Komiseri Amiral Bristol, devletine bildirdiği Maraş müdafaası ile ilgili görüşlerinde İtilaf Devletlerine imada bulunur: “Fransızların Suriye ve Kilikya’yı (Maraş’ı da içine alan Adana bölgesi) işgal etmesi Yunanlıların İzmir’i işgaline benzemektedir. Fransızların Ermenileri silahlandırması yerli ahaliyi ayaklandırmış, bayraklar indirip bayraklar asarak ve hükümet görevlerini üstüne alarak karşı duygular yaratmış. Ayrıca köyleri yaktığı, kadınlara tecavüz ettiği anlaşılmış ve sonuçta Urfa ve Maraş’tan çekilmek zorunda kalmıştır. Ayıntap, Urfa ve Maraş’taki Amerikan vatandaşları güvenlik altındadır. Türk ve Fransız Hükümetlerine girişimde bulunulmuş. Buradaki Fransızlar geçmişteki ve gelecekteki davranışları konusunda anlaşılmaz biçimde sessiz kalıyorlar.” (Özalp, a.g.e., s.255)

Maraş müdafaası Kuvva-yı Millîyenin elini güçlendirmiştir

Bu ifadelerden anlaşılan şudur: Maraş Millî Mücadelesi İtilaf Devletleri’nin işgal plânının değişmesine sebep oluyor ve Anadolu’daki Kuvva-yı Milliye hareketinin yaygınlaşacağı fikrini kuvvetlendiriyor. Bunu doğrulayan bir başka hâdise ise İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un Ankara Hükümetiyle anlaşılabileceklerini ve Kilikya’nın Türklere bırakılması gerektiğini beyan etmesidir. Bu beyanatından dolayı Curzon, Paris Barış Konferansında protesto edilir.

Hâsıl-ı kelâm; Maraş millî mücadelesi İtilâf Devletlerini, yâni işgalci Batı’nın Anadolu üzerindeki emellerini akamete uğratmış ve bunun sonucunda Kuvva-yı Millîye hareketinin ve Ankara Hükümetinin elini güçlendirmiştir.(ilbeyali@hotmail.com)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 417 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim