• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Kemalist bir zındık: Domuzsever Abdullah Cevdet

Ahmet Doğan İLBEY

Biyolojik materyalizmden Darvinizme, Avrupalılaşmaktan ateizme kadar her türlü şenî ve zararlı fikirlerin neşir odağı olan İçtihad Mecmuası’nın sahibi Abdullah Cevdet (1869-1932) azılı bir Sultan Abdühamid düşmanı İttihatçı, Kürt Teali ve İngiliz Muhibler Cemiyeti kurucusu ve Kemâlist Cumhuriyet taraftarı bir İslâm düşmanıdır…

Kürtçü, İngilizci, Materyalist, M. Kemâlci ve Chp’li      

Deistlikten materyalistliğe, pozitivistlikten zındıklığa kadar menfî vasıfları olan Abdullah Cevdet, Millî Mücadele’ye katılmadığı gibi, İstanbul’da Kürt Teali’nin Cemiyeti’nin ve İngilizlerin propagandasını yapar. Millî Mücadele’de İslâmî siyaset yapan M. Kemâl Cumhuriyetin ilânından sonra bu siyasetinden vazgeçip Batılı-pozitivist inkılâpları başlattığı için koyu bir M. Kemâl muhibbi olur.

“Bugünün peygamberi M. Kemâl’dir…”

“Bugünün peygamberi Mustafa Kemal’dir, bu medenî ve asri peygamber bir nübüvvet-i akliyye ile (pozitivizmin risaletiyle) geliyor” diyecek ve Millî Mücadele’nin en ateşli zamanı Mart 1922’de İctihad Mecmuası’nda Bahailiğin yeni bir din olarak kabul edilmesini tavsiye edecek kadar İslâm medeniyetine karşıdır. Fransız ateist filozof Jean Meslier’in yazdığı “Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali” adlı kitabı M. Kemâl’le görüştükten sonra onun isteğiyle “Aklı Selim” adıyla tercüme eder ve dinsizliği aşılayan bu kitap 1928’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanır. Cumhuriyetin ilk yıllarında pozitivizmi ve dinsizliği telkin eden en şedit kitaptır. (Dr. Abdullah Cevdet’in Sıra Dışı Hayatı, Sadık Usta, Odatv.com. 16 Haziran 2016)

“Aklı Selim” adıyla tercüme ettiği kitabın ilk baskısından bir nüshayı M. Kemâl’e “En büyük âcizden en büyük iktidara” diye imzalayan domuzsever Abdullah Cevdet’in adı geçen kitapta yer alan “Hezeyannâme” bölümündeki yazı başlıkları Allah, Peygamber ve din düşmanlığında ne kadar pervasız olduğunu göstermektedir: “Bir Allaha inanmak zarurî değildir, en makulü onu düşünmemektir”, “Din bir sahafettir (zayıflık, bozukluk, akılsızlık)”, “Din, câhilleri mucize ile iğfal eder”, “Her din tahakküm arzusundan doğmuştur”, “Allah’ın mevcudiyeti ispat edilmemiştir”, “Ruhaniyet bir ham hayâldir”, “Her mevcut olan şey maddenin sinesinden çıkmıştır”, “Allaha tapmak mevhuma (vehim) tapmaktır”, “Havarıki tabiat (tabiat harikaları) Allah’ın varlığını ispat etmez”, “Cihan yaratılmamıştır”, “Kâinattaki nizam da Allah’ın varlığını ispat etmez”, “Din ile hurafeler arasında fark yoktur”, “Allah’ın insanı cezalandırma hakkı yoktur”, “Mucizelerin doğru olduğu ispat olunamaz”, “Allah aklın ve zekâ nurunun düşmanıdır”, “Din, ahlâk ve fazilet için lâzım değildir”, “Sofu bir hükümdar bir memleket için belâdır”, “Din ahlâkı felce uğratır”, “Allahcılığı vücude getiren korkudur!” 1-(Abdullah Cevdet ve Tanrısızlığın İlmihali, http // yalan yazan tarih utansın.net.) 2- (Yavuz Bahadıroğlu, Yeni Akit, 27 Ocak 2016)

Domuzseverliğini bir sonraki bölümde anlatacağımız domuzever ateist Abdullah Cevdet, Hollandalı müsteşrik ve ateist Dozy’nin İslâm düşmanlığı yapan “Essaisurl Histoiredel Islamisme” kitabını 1908’de “Târih-i İslâmiyet” adıyla Türkçeye çevirir. İslâm’a ve Peygamber Efendimize hakaretlerle dolu bu şenî kitabı en çok İslâm düşmanı Cumhuriyet aydınları okumuştur. Necip Fâzıl “Vatan Dostu Vahiddüdin” kitabında onun, Mustafa Kemâl’in bütün inkılâpları benden kopyadır” dediğini yazıyor. İstiklâl Harbi’nden sonra M. Kemâl’in İslâmî siyasetten sarf-ı nazar ederek Büyük Millet Meclisi’ni lâ-dinî Halk Fırkası’na ve ardından laik Cumhuriyet devletine dönüştürmesiyle ilgili övücü yazılar yazar.1925’den sonra M. Kemâl ve Cumhuriyet Halk Fırkası muhibliğini hızlandırır. Meşrutiyet’te de, Cumhuriyet’te de “tam Garbçılar” ın elebaşıydı. Biyolojik materyalist yayınların Türkçeye çevrilmesinde başrol oynadı. (Şerif Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908).

Kahvaltıda yumurtalı domuz eti tavsiye ediyor 

“Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi” nde Cevdet’in 1927’de yayınladığı “Mükemmel ve Resimli Âdâb-ı Muâşeret Rehberi” kitabının, Batılılaşma inkılâplarını başlatan Cumhuriyet devletine tavsiye niteliğinde olduğu belirtiliyor. Frenk usulü davranış ve giyiniş kaidelerinin anlatıldığı kitapta, İngiltere, Fransa, İsviçre kahvaltı “menülerinden” seçtiği, “ince levhalar hâlinde kesilmiş tereyağı, tereyağında kızartılmış ve üzerine 2-3 tane yumurta kırılmış domuz eti, bal, çay ve kakao…”  dan oluşan kâfir usulü kahvaltı “menülerini” devrin Cumhuriyet Türkiye’sine modern bir âdâb-ı muâşeret gereği olarak teklif ediyor. 

“Adüvvullah Cevdet bir küfür kuduzuydu”

Hazret-i Peygamber Efendimiz’e hakaret ettiği ve Allah’ın varlığına inanmadığı için Allah düşmanı mânasına gelen “Adüvvullah Cevdet” nâmıyla anılır. Necip Fâzıl bu zındığı “Bir küfür kuduzu… cehennemlik bir odun” diye târif ediyor ve “Meşrutiyet ve Cumhuriyet hareketlerinin getirdiği bütün yenileşme şekilleri ondan kopyadır. Allah ve Resul düşmanı Abdullah Cevdet Süleyman Nazif’in ‘o sûretten hayâyı dest-i Hak tırnakla yırtmıştır, dediği menhus ve çiçek bozuğu çehresini görünce midem bulandı” diyordu. (Vatan Dostu Sultan Vahidüddin,s.28)

Âmâ üstad Cemil Meriç, “Müstağribler yâni Batı heyulası karşısında ezilen, haysiyeti kırılmış, korkak ve pısırık aydınlar… anâneye düşman, tek mabutları vardı: Avrupa” dediği aydınlar arasında Cevdet’i de sayar ve şöyle der: “İzmihlâlin mes’uliyetini îmana yükleyen bu zavallılar bir asır önceki Fransız intelijansiyasının kiliseye karşı savaşını tekrarlayan şuursuz birer aktördüler. (…) Ülkesiyle göbek bağını koparan bir intelijansiyanın acıklı dramı.(…) Havariliğine soyundukları söylemler ise bize Jüpiter kadar uzak. (…) ‘Bir ikinci medeniyet yoktu doktora göre; Medeniyet Avrupa medeniyetidir’ diyordu.” (Bu Ülke, s.108-109)                                                                                                                                                 

“Türk ırkının ıslahı için Avrupa’dan damızlık erkek getirilsin”

Kemalist Cumhuriyet kadrosunu yönlendirmek üzere İctihâd mecmuasında Türkiye’nin nüfus politikasıyla alâkalı olarak; “Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir” diye yazı yazan, dînin insan üzerindeki mutlak tesirini inkâr eden sapık, her şeyi madde ile açıklamaya çalışan materyalist ve domuzsever Abdullah Cevdet’in şenî zihniyetinin ilk yıllarda Chp’nin genlerine yerleştiği, yaptıkları Batılı inkılâplardan belli olmuyor mu? (Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi, Türkiye Gazetesi Yayınları, cilt:1, s.83 / maddenin kaynağı: “Bir Siyasal Düşünür Olarak Dr. Abdullah Cevdet ve Dönemi, M. Şükrü Hanioğlu)

Damat Ferit Paşa Hükümeti’nde Sıhhiye Genel Müdürü iken hayat kadınlığını destekleyen ve hayat kadınlarına vesika veren tam bir kâfir numunesidir. Hâşâ Allah’ı (c.c.) kastederek, “Kâinatı kendi keyfine göre idare eden eceli ü a’lâ bir zata itikad büyük bir safdillik göstermekle kalmaz, aynı zamanda tedavi kabul etmez bir mantıksızlığa sevkederek insan ruhunun hüznengiz bir surette küçülmesini de müeddi olur” sözleriyle küfür ehli olduğunu defalarca beyan etmiştir. Kadınlara “vesika” vermek fiilinden dolayı halkın tepkisinden çekinen Hükümet bu vazifeden almak mecburiyetinden kalmış.(a.g.e., s.84)

Çanakkale Harbi için: “Medeniyet kapımıza kadar geldi, biz geri teptik” 

“İslâmiyet'in olduğu yerde yerlerde duraklamanın olduğu, İslâm medeniyetinin uyuşturucu bir rol oynadığını, Kur’ân harflerinin geriliğimizin bir sebebi olduğunu” söyleyen ve Batılı devletlerin Çanakkale Boğazı’nı kuşatmasını “Medeniyet kapımıza kadar geldi, biz geri teptik” (a.g.e., s.84) diyecek kadar mensubiyet şuurunu kaybeden Abdullah Cevdet’in Cumhuriyetin ilânından sonra yazılarıyla M. Kemâl’i ve Chp’li hükümetleri desteklemesi gayet normal. Çünkü İslâm geçmişimizi reddeden Kemalist Cumhuriyetin zihniyetiyle aynı zeminde buluşmuştu. Kemalist / Chp’li hükümetlerin yürürlüğe sokmak istedikleri inkılâplar Abdullah Cevdet’in yıllardır hayâlini kurduğu fikirlerdi. Bu yakınlıktan dolayı Abdullah Cevdet gibi inkârcı sözde aydınlara kucak açmıştı Chp iktidarı. Çankaya´daki bir sokaktan domuzsever Cevdet’in adı kaldırılınca nasıl feveran etmişlerdi.                                                                                                “Gördüğüm rüyaları ayniyle vâki kılan Chp hükümetidir

Kendisi ve İçtihad dergisiyle “Emeldaş, kardeş ve birbirinin malı” saydığı Cumhuriyet Halk Fırkası ve hükümetini “Otuz seneden beri geceli gündüzlü gördüğümüz tatlı rüyaların çoğunu ayniyle vâki kılan yegâne hükümet” diye övmesi boşuna değildir. (Diyanet İslâm Ansiklopedisi, İçtihad maddesi, cilt: 21, s.446-448)

Kemalist güruh istemesine rağmen, İslâm’a hakaret suçlarından mahkemesinin devam etmesi dolayısıyla Chp’den milletvekili olamadı. Fakat Meşrutiyet Döneminde yaydığı materyalist fikirlerini Cumhuriyet Döneminde daha fazla yayma imkânı buldu. Kitapları ve görüşleri Kemalist Chp hükümetlerine kaynak teşkil etti ve Anglosakson eğitiminin faydalarını yazıp anlattı. İslâm’a her türlü hakareti yapan, Müslümanları tahkir eden yazıları hakkında dâva açılsa da Kemalist Cumhuriyet Mahkemeleri onu ölene kadar mahkûm etmedi. Hülâsa; Abdullah Cevdet’in benzerleri içimizde kol geziyor.(ilbeyali@hotmail.com)

Bu yazı toplam 1384 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim