Güvenli Kale: kitaphaber
"her evde kutsal kitaplar asılıydı
okuyan kimseyi göremedim
okusa da anlayanı görmedim
kanunlarını kâğıtlara yazmışlar
benim anılarım gibi"
Hızır'la Kırk Saat, Sezai KARAKOÇ
Merhum üstadın mısralarında bulunan rahatsız edici saptamaların hilafına hareket etmek şart olduğu için var olduğumuzun bilincindeyiz! Hiç şüphe yok ki kitaphaber de, yazarlar da, takipçiler de üst düzey ontolojik bir farkındalık timsali seçkin kişiliklerdir. Bunu bir iltifat değil, tespit olarak almalıyız. Çünkü aynı zamanda deney ve gözlemle durumun bilimselliği ortaya serilebilir.
Erler, pirler, erenler; üçler, kırklar, yediler! Demine devranına, Hu diyelim, hu.
Sevmediğimiz şeylerin kendisini sevdirmek ve olmasını istemediğimiz şeylerin de olmak için ısrar ettiği zamanlardayız. Kaderin takdir halinin zorlayıcı yanlarına dikkatinizi çekmiş olalım. Özetle yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. Ahmet Âmiş Efendi tabiriyle; "Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur." Kitaphaber bir cazibe alanına dönüşmüş bulunmaktadır. Bu cazibe hayra alamettir. Temenni edelim ki bu cazibenin her yazarımız için cezbe artırıcı tesiri olsun. Kitaphaber ilkelerini ilke edinen, fırtınalara, belalara karşı direnç gösterebilenlere selam olsun. Kültürün yanında konumlanan sizler, güzel insanlar, selam size.
Geçtiğimiz sene sonu, kitaphaber hâsılasını yazıya işlerken üstad Sezai Karakoç'un Leyla ile Mecnun şiirinden bir örneği besmele niyetine çekmiştik. Güzel, iyi ve vefakâr bir davranış arzusu bunu zorunlu kılmıştı. Bu zorunluluk ortadan kalkmayacağı için bu yılın hâsılasına da merhum üstadın Hızır'la Kırk Saat şiirinden bir bölümle başladık. Allah izin verirse 2023 hâsılasına vaktimiz ererse Taha'dan bir bölümle başlarız. 2022 için neden Hızır'la Kırk Saat, 2023 için neden Taha girizgâhı soruları olabilir elbette. Makul bir zeminde bu nevi sorulara cevap vermeyi reddeceğimizin peşin peşin bilinmesini de isteriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.