Közü, ölümden gayrısı söndüremez ki. Sanki yaşam serinlermiş gibi köz yangınına su serpme gayreti edinen Zeynep Kahraman Füzün, umutlandıran denemeleri eseri Köz Yanılması ile öyküleştirmiş. Okurken deneme ve öykü okuma zevki aldım. Deneme mi, öykü mü okuyorum birbirinden ayıramadım bu bakımdan denenmiş öyküler diye tanımlayacağım. Füzün, sadece denemeleri öykü gibi anlatı yeteneği ile kalmamış. Tek nefeslik okuma deneyimi kadar kısa süren okuma keyfi ve uzun süren sorgu süreciyle bitiveren kitaplar az olunca inceden, üzülüyor insan. Tadı dimağında kalmış gibi hissediyor. Zihninin kovuğu dolmamış gibi...
Tek cümlelik küçürek öyküleriyle içimizde derinlere işleyen Köz Yanılması'nı deşerek, kalemiyle ortaya çıkarmış yazar. Nasıl mı? Hayatın gerçeklerini yaşama biçimlerimizle, deneme öyküleri ile şekillendirerek; kurgusuyla olayı zihnen dikey ve paralel everenlere yayabilme imkânı sunmuş. Okurken akıl, olayı hangi türde deneyimleyeceğini seçse de seçimlerinin sonucu değiştirmediğine gönül rızası gösterme imkânı sunulmuş. Bu kadar yanılgıya nasıl düşülüyor ise ne yaşanırsa yaşansın hislerle terbiye edilmenin deneyimini sunuyor işte. Dibe vura vura yaşadığımız köz yanılması için: "Ne yaparsan yap, pişman öleceksin. Belki yaptıklarından, belki yapmadıklarından." dolayı diyor Dostoyevski. (s.9) E, öyleyse uyanmalıydı bu kâbustan.
Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/kozun-yanilmasi-k4990.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.