• İstanbul 21 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 26 °C
  • Konya 23 °C
  • Sakarya 22 °C
  • Şanlıurfa 30 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 27 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 21 °C

Kültür Hayatımız ve Türkiye Yazarlar Birliği

Musa Kazım ARICAN

Türkiye’de kültür kavramı, uzun yıllar boyunca ihmal edilmiş, yalnızca ideolojik kavgaların bir aracı olarak kullanılmış ve çoğu zaman da yüzeysel yaklaşımlarla ele alınmıştır. Oysa bir milletin kimliği, hafızası, karakteri ve geleceği kültürel birikimiyle doğrudan ilişkilidir. Bugün geldiğimiz noktada, kültür politikaları konuşulmaya başlandıysa ve bu konuda kamuoyunda bir duyarlılık oluştuysa, bunda özellikle sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve bazı yerel yönetimlerin son yıllardaki gayretlerinin payı büyüktür.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB), tam da bu boşluğu dolduran, kültür hayatımızın içeriğini yeniden anlamlandırmaya çalışan ve bunu yıllardır istikrarlı bir şekilde sürdüren önemli bir kuruluştur. 1978 yılında D. Mehmet Doğan öncülüğünde kurulan bu birlik, yalnızca bir yazarlar derneği değil, aynı zamanda Türkiye’nin edebiyat, fikir ve sanat damarını besleyen bir kültür hareketidir. Yaptığı faaliyetlerle, düzenlediği etkinliklerle, gündeme taşıdığı meselelerle TYB, sessiz ama derin bir mücadele yürütmektedir.

Türkiye’nin kültür politikalarında yaşanan eksikliklerin, yüzeyselliklerin ve popülist yönelimlerin alternatifi olarak TYB, hem yerli ve milli değerlerin hem de evrensel kültürel standartların bir araya geldiği bir alan oluşturmuştur. Safahat okumalarından mesnevi derslerine, şehir kültürü sempozyumlarından edebiyat festivallerine kadar geniş bir yelpazede yürütülen çalışmalar, bu birliğin nasıl bir kültürel derinliğe ve vizyona sahip olduğunu göstermektedir.

Ancak mesele sadece faaliyet yapmak değil, kültürü sahici bir içerikle yaşatmak, taşımak ve yeni nesillere aktarmaktır. TYB, gençlere yönelik yaptığı çalışmalarla da dikkat çekmektedir. Gençlik birimi ve Genç Kahve gibi projeler, sadece mekan açmak değil; düşünceye, edebiyata, sanata dair bir atmosfer kurma çabasıdır. Bu noktada TYB, sadece kültürü konuşan değil, kültürü yaşayan bir kurum haline gelmiştir.

Kültür hayatının zayıfladığı, edebiyatın ticarileştiği, düşüncenin sıradanlaştığı bir çağda TYB’nin yaptığı iş, bir direniştir. Dijital çağın yüzeyselliğine karşı derinliği, popüler kültürün sığlığına karşı anlamı, unutulmuş değerlere karşı vefayı savunmaktadır. Bu bağlamda TYB’nin gerçekleştirdiği vefa geceleri, anma programları ve bilgi şölenleri sadece birer etkinlik değil; kültürel hafızamızı diri tutma gayretidir.

Bugün kültür hayatımızın birçok yönüyle ticarileştiğini, gösteriye dönüştüğünü, derinliğini yitirdiğini söylemek yanlış olmaz. Belediyelerin, kültür faaliyetlerini kedi yarışmaları ya da eğlence organizasyonlarıyla sınırlaması; üniversitelerin, edebiyat ve felsefe gibi temel alanlarda nitelikli faaliyet yapmaktan uzak kalması; kültür kavramının içinin boşaltıldığını göstermektedir. Bu ortamda TYB’nin yaptığı çalışmalar, adeta çorak bir tarlada açan çiçekler gibi değerlidir.

Bu yüzden kültür hayatımızda bir yeniden yapılanma, bir toparlanma süreci şarttır. Kültür sadece eğlence değildir; kültür, aynı zamanda bir fikirdir, bir derinliktir, bir ruh hâlidir. Belediyelerin, üniversitelerin ve diğer kurumların kültüre bakışlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekmektedir. Özellikle gençlerin kültürle buluşmaları sağlanmalı; klasik metinler, edebi şahsiyetler ve düşünce insanlarıyla tanışmaları teşvik edilmelidir.

TYB’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği Mehmet Akif Ersoy, Nurettin Topçu, Tarık Buğra, Ahmet Hamdi Tanpınar, Erol Güngör, Niyazi Mısri, Yahya Kemal gibi isimler üzerine düzenlenen etkinlikler, sadece birer anma değildir; aynı zamanda yeni bir kültürel hafıza inşa etme çabasıdır. Bu örneklerin çoğalması, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir. Çünkü kültür; sadece yaşamakla değil, yaşatmakla da anlam kazanır.

Son olarak, kültür hayatımızda dijital mecraların etkisi yadsınamaz. Ancak bu mecralar kontrolsüz, eleştirel bakıştan uzak, estetik ve etik kaygılardan yoksun bir şekilde kullanıldığında kültür değil, yozlaşma üretir. Bu nedenle kültürel faaliyetlerin dijital ortama da taşınması ama bu yapılırken de edebiyat, fikir ve sanat değerlerinden taviz verilmemesi şarttır.

Kültür hayatımız ve Türkiye Yazarlar Birliği, aslında aynı kaderi paylaşmaktadır: İkisi de sessiz sedasız ama ısrarlı ve inançlı bir şekilde bu ülkenin ruhuna ve gençliğine  hizmet etmektedir. Ne mutlu ki bu çabalar karşılıksız kalmıyor; kültür dostu insanlarımız ve gençlerimiz ilgi gösteriyor. Ne mutlu ki bu topraklarda hâlâ edebiyata, fikre ve kültüre inanan insanlar var.

Kaynak: https://www.insaniyet.net/kultur-hayatimiz-ve-turkiye-yazarlar-birligi/

Bu yazı toplam 254 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim