• İstanbul 16 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 21 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 19 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 19 °C

Kuyrukta Bekleyenlerin Hikâyeleri

Kuyrukta Bekleyenlerin Hikâyeleri
Kurmaca yazarı, kendi dünyasından devşirdiklerini etkili bir şekilde okuyucusuna aktarabildiği sürece iyi bir yazardır.

 Çünkü hayal ürünlerini anlatmak ve okuru bunlara inandırmak oldukça zor. Bu yüzden sahicilik, yazarların olmazsa olmazıdır.

Mehmet Erikli “Uzayan Kuyrukların Yasası” kitabında bu sahiciliği yakalamış bir yazar. Kitapta, farklı insan profilleri ve yaşam tarzları bizleri bekliyor. Toplumun bir kenara atıp görmezden geldiği kişilerden, kendi içindeki mücadelesinde bir başına olanlara; çeşitli olaylara karışıp hayatı uçlarda yaşayanlardan, nankörlük sınavından kalan ve konuşan kedilere kadar birçok hikâye okuyoruz. Hikâyeler birbirinden ayrı, fakat hepsinin ortak bir mesajı var: Bunlar hayatın gerçekleri…

Üç hikâye kitabının ardından çıkan “Uzayan Kuyrukların Yasası”, yaklaşım yönüyle de kuvvetli bir eser. Yazar, bunu ilk hikâyede fark ettiriyor ve okuru tutmayı başarıyor. Erikli, “Yüz Elli Kilo Kâğıt Kaç Kestaneli Pasta Eder?” derken, bir kâğıt toplayıcısının yaşantısını anlatıyor. Aslında çok usta bir anlatıcıdan fotoğraf yorumu dinliyoruz da diyebilirim. Hikâyede, yoksulluktan evine ekmek götüremeyen insanların bulundukları durumu biraz mizahi biraz da iğneler nitelikte anlatan yazar, toplumun problemlerini bir kenara bırakıp her gün karşılaşılan fakat göz ardı edilen insanlarına ayna tutuyor.

“Ne düne kafa yoruyordu, ne de yarına…”

Bu giriş cümlesi her şeyi özetliyor zaten. Çünkü Ekrem, bir filozof olmamasına rağmen iyi bir düşünür, gayet fakir olsa da cömert, başka bir ihtimali olmadığı durumlarda da hayli vurdumduymaz bir tip olarak karşımıza çıkıyor. Tek derdi, o gün kâğıt toplayıp toplayamayacağı…

Ekrem, hayat felsefesi olarak “Beterin beteri var” sözünü benimseyen, zenginlerin yaşamını görmezden gelip sadece yaptığı işin hakkını vermeye çalışan, bu süreçte kendine asla düşkün dedirtmeyen bir insan. Hikâyeyi okurken aniden bir kroşe yiyebiliyoruz. Bunlardan en serti, ev sahibi tarafından kapı önüne konan Ekrem’in tepkisi: “Çayın dibini çeken Ekrem iki liralık çaya 5 lira bıraktı. Kıt kanaat yaşamanın gerçek refleksiydi bu.”

Hikâye, “Otur, sıfır Ekrem” cümlesiyle biterken biz de bu tür insanların tüm mücadelelerine rağmen hayat sınavından sıfır aldıklarını anlıyoruz.

Devamı: https://www.edebifikir.com/kitap/kuyrukta-bekleyenlerin-hikayeleri.html

Bu haber toplam 180 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim