• İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 16 °C

M.Seyfettin Erol'dan: Kızıl Ejder'e Yeşil Kuşak mı?

M.Seyfettin Erol'dan: Kızıl Ejder'e Yeşil Kuşak mı?
ABD'nin küresel güç mücadelesinde rotayı Ortadoğu'dan Asya-Pasifik'e doğru çevirmeye başlaması, beraberinde bir çok bilinmeyeni ve soruyu da getirmeye başlamış durumda. Ve pek tabi bir takım sorunları da...

Bu noktada bölgedeki bir çok radikal yapılanmanın bu düşük yoğunluklu mücadelede farkında olarak ya da olmayarak ABD saflarında yer alacağına yönelik en ufak bir tereddüt bile söz konusu değil. Özellikle de Körfez ağırlıklı bu grupların Afganistan, Çeçenistan, Kuzey Afrika ve son olarak Suriye'de oynadıkları rol ve sahip oldukları deneyim, bir çok kesimde böylesine bir kanaati uzunca bir süredir oluşturmuş vaziyette.

Açıkçası ABD, bölgede İngiltere'nin oluşturduğu alt yapı üzerine, SSCB'nin Afganistan'ı işgali ile birlikte kendisine sağladığı pratik imkanı başarılı bir şekilde kullanmak suretiyle geliştirdiği "Amerikan ya da CIA İslamı" bu coğrafyada uzunca bir süre daha kullanacağa benziyor. Bir diğer ifadeyle, düne kadar SSCB'yi kuşatma politikasının bir parçası olan "Yeşil Kuşak Projesi", bu sefer Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD gücünün karşısındaki en dinamik unsur olarak ön plana çıkan Çin için devrede...

Bu son adımın bölgedeki tansiyonu daha da yükseltmesi kaçınılmaz. Nitekim, Alman Dış İlişkiler Konseyi Çin uzmanlarından Sandschneider de bu hususta şu tespiti yapıyor: "Başkalarına nasıl davranırsan, onlar da sana öyle davranır. Çin'i askerî rakibi olarak gören, Çin'in er ya da geç bir askerî rakip haline gelmesine şaşırmamalı. Her iki tarafın da böyle bir durumun oluşmasını engellemek için elinden geleni yapması şart."

Fakat bu işbirliği, mevcut şartlar altında, o kadar mümkün görünmüyor, özellikle de krizden ve "öteki" üzerinden beslenen Batılı güç anlayışıyla. Nitekim, burada Çin'i provokasyona yönelik bilinçli bir tercih, strateji dikkatleri çekiyor. Hedef, Çin'i tüm dünya açısından büyük bir tehdit olarak sunmak ve yükselen bu tehdit karşısında Amerikan gücünü bir kez daha "kurtarıcı" rolüne sokmak, aynen Soğuk Savaş döneminde olduğu üzere.

"Yükselen Güçlere Asya'nın Yanıtı: Çin ve Hindistan" başlıklı çalışmalarında A. J. Tellis, T. Tanner ve J. Keough üçlüsü de bu tespitimizi şu ifadeleriyle doğruluyor: "Çin'in Asya'da hem ABD, hem de onun dostları ve müttefikleri karşısında temsil ettiği artan jeopolitik sorunun varlığı, Çin Ordusu'nun hızla modernleşmesinden kaynaklanan askeri sorunlarla birlikte teyit edilmiş oluyor. Bu modernleşme süreci tamamlandığında, Pasifik Asya'da stratejik istikrarın kilit bir ön-koşulunu (yani, ABD'nin dış tehlikelerin tehdidi altındaki müttefiklerine destek sağlayabilme yeteneği) kökten zedeleyecek. Çin'in günümüzde gelişmekte olan askeri yetenekleri, ABD'nin deniz, siber alan, uzaydaki geleneksel kumanda yeteneği karşısında ciddi bir meydan okuma anlamına geliyor. Tüm bunlar ise, ABD'nin Asya kıtasındaki caydırıcılık yeteneğinin başarılı bir şekilde tasfiye edilmesine giden yolu açıyor."

Dolayısıyla, bu stratejinin tutma ihtimali çok yüksek. Biraz daha açmak gerekirse, bölgedeki suyu Afganistan'ı işgal yoluyla bulandıran (yani, istikrarı ve bölge ülkelerinin inisiyatif kabiliyetlerini zaafiyete uğratan) ve ardından da bu bulanık suda çok sayıda operasyona imza atan ABD; Orta Asya'dan Afganistan'a, Pakistan'a, Hindistan'a, Bangladeş'e ve oradan Myanmar ve Doğu Türkistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada elde ettiği imkan ve kabiliyetine ulaşmış durumda ve hiç kuşkusuz bunu da kullanmak isteyecektir. Nasıl mı? Bunun için Başkan Obama'nın ziyaretini bekleyelim...

15.11.2012 Milli Gazete
Bu haber toplam 472 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim