Pandemi sonrası ilk yurt dışı görevim Kurban programı dolayısıyla Moritanya olarak belirlendi. Kurbana ilave olarak Kur’an basım çalışması, öğrenci mülakatları ve su kuyuları kontrolü de eklenince görev hem uzun hem de ağırlaşmıştı. Memleketimizden yedi bin kilometre uzaktayız
Eski mağrip topraklarında Moritanya’dayız. İbni Battuta’nın izinde gittiğimiz, kültür galerimin eksik parçalarından biriymiş. Meğer merak ettiğim coğrafyalardan biriymiş. Sahra altı ülkeler dediğimiz kuşakta, Kuzey Afrika Maroc, Mağrip Arap kültürü ile Senegal, Mali gibi siyahi kuşak arasındaki ülkelerden biri. Kuzey Afrika kuşağı ülkelerinden kabul edilmektedir.
Türkiye’nin bir buçuk katı yüzölçümü ve sadece 5 milyon nüfus var. Ülkenin büyük bir kısmı çöllerle kaplı. Ara ara hemen kuzey batısında yer alan Büyük Sahradan gelen kum fırtınası şehri sapsarı bir tabakayla kaplıyor. Sonrası günlerce süren temizlik.
Endülüs Emevi Devleti zamanında İslam’ı seçen Mağrib, sanatı ve yaşam tarzı ile bedevi çöl Arap, Berberi kültürünün harmanlandığı bize çok yakın olmayan bir sosyal yapı ve yaşam kültürü hâkim Moritanya’da. Başkentin büyük camilerinde barok mimari tarzı, mahdara dedikleri Medreselerde Endülüs ilim iklimi, çölde ise Bedevi kültürü hâlâ capcanlı.
Köleliğin en son kaldırıldığı ülke olarak ilan edilen bu Fransız sömürgesi İslam ülkesinde beyazlar denilen yerli berberi Moriler ve siyahiler diye iki keskin tabaka, toplumu sosyolojik olarak kuşatıyor. Moritanya Aliya Izzetbegoviç’in İslam Deklarasyonu kitabında “Bir milli marş ve bayrak ülkeyi bağımsız yapmaya yetmiyor” dediği acı gerçeği yaşayan, dünyadaki sömürgeleşmiş İslam ülkelerinden biri maalesef.
Devamı: https://www.insaniyet.net/magribliler-diyari-moritanya/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.