Bir kitabın sayfasına dokunmanın, bir yazarın cümlesini duymanın, bir sohbet halkasında nefes almanın bir şehirde nasıl yeniden umut yeşertebildiğine bizzat şahit olduk.
Sami Er’in liderliğindeki Büyükşehir Belediyesi fuara özenle hazırlanmış. Organizasyon mükemmeldi. Yazarlar da yayıncılar da gayet memnundu.
İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün fuara katkısını özellikle zikretmek isterim. Şehre gelen her yazara bir gönüllü öğretmen mihmandarlık yaptı. Bu sebeple yazarlar hiçbir şekilde yalnızlık hissetmedi. Bu uygulama diğer şehirlere de örnek olmalı diye düşünüyorum.
Millî Eğitim Müdürü Behçet Bakır, kitaba ve kültüre dost bir bürokrat. Fuarı önemsiyor. Ayrıca deprem sonrası şehrin yeniden ayağa kalkması için büyük gayret göstermiş bir isim.
O zor günlerde eğitime devam edilip edilmeyeceği belirsizliğini sürdürürken inisiyatif alıp ders zillerini çaldırmış. Okulların açılması insanların moralini artırmış. Bu sene çeşitli dallarda Malatyalı öğrenciler birincilikler kazanarak yarıştan kopmadıklarını göstermişler.
ŞEHİRLERİ GÜZELLEŞTİRENLER
Malatya Kitap Fuarı’nda şehirde yaşayan yazarlara da stantlar açılması beni ziyadesiyle memnun etti. Hiç sevemediğim “Ev danasından öküz olmaz” sözünün boşa çıkarılması hoşuma gitti.
Her şehrin öncelikle kendi yazarlarına gereken önemi göstermesi, ilgiyi eksik etmemesi gerektiğini savunurum yıllardır. Bence asıl onur konuğu onlar olmalı.
Fuarların en büyük hastalığı, popüler isimleri onur konuğu olarak belirlemeleridir. Hem yüz binlerce para verilip hem de geldiği uçakla dönecek kadar kısa sürede fotoğraf verip kaçan kişilerin şehre bir katkısı olmaz. Ama o sokaklarda, o mahallelerde yaşamaya devam eden kültür insanları şehrin sakinleriyle sürekli iç içedir.
Mesela yazar Nilüfer Zonkul Aktaş tek başına bir ordu gibi çalışıyor. Eserler kaleme alıyor, programlar organize ediyor, ulusal yazarlarla şehir arasında köprüler kuruyor.
Erol Afşin, edebiyat dünyasına yakın durarak yeni çıkan kitapları hemen takibe alıyor. Fuar vesilesiyle tanışma şerefine erdiğim Kemal Deniz ağabey de tam bir derya. Malatya sevdalısı bir yürek. Kaleme aldığı irfanî eserler, çıkardığı gazeteler ve yaptığı kültürel çalışmalarla şehre değer katanlardan birisi.
Hüseyin Cömert ağabey, şimdilik kitap yazmasa da kendisi kitap şahsiyet olan birisi. Kültür dünyasında çoğu nadir, imzalı kitap koleksiyonuyla tanınan Prof. Dr. Mehmet Aslan, başlı başına bir yazıyı hak eden başka bir dost. Bulunduğu yeri yeşerten, çalıştığı alanda güzelliği yaşatan bir değerlimiz. Yaşatma aşkına gönül veren bir şifacı. İnşallah kendisiyle ilgili müstakil bir yazı kaleme alarak okuyucularımıza anlatmak istiyorum.
Şehirleri güzelleştiren gönül ve kültür adamlarının kıymetlerini bilmek onları gençlerimizle daha çok buluşturmak gerek.
BİR MÜCADELE HİKAYESİ
Malatya’da bize mihmandarlık yapan Mine Yeter arkadaşımız tam bir aktivist. 28 Şubat döneminin bütün zulümlerine maruz kalmış; sırf başörtüsünü çıkarmadığı için DGM’lerde bile yargılanmış.
Yazının devamı için:https://www.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3579516-depremin-yaralarini-kitapla-saran-sehir































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.