• İstanbul 10 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 12 °C
  • Konya 2 °C
  • Sakarya 5 °C
  • Şanlıurfa 8 °C
  • Trabzon 14 °C
  • Gaziantep 6 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 7 °C

Oğuzhan Bilgin: Ankara'daki tabela

Oğuzhan Bilgin: Ankara'daki tabela
Son günlerde Ankara'da tuhaf bir şeyler oluyor... Siyaset veya bürokrasi ile ilgili yazılmış vasat bir gazeteci giriş cümlesi değil bu.

Ankara'da Kennedy Caddesi'nde Kızılay'a doğru yön gösteren yol tabelası ilgili bir süredir yaşanan tuhaflıklardan bahsediyorum.

Bu köşenin takipçileri bilir: Sosyal medyadaki, bilhassa da Instagram'daki sosyal medya akımları üzerine analizler yapmaya gayret gösteriyorum. Zira bizim sosyal medyadaki sıradan gelip geçici akımlara, aynı minvalde yapılan birbirine benzere paylaşımlara bakınca gördüğümüz trendlerin pek de öyle önemsizleştirilecek yanları bulunmuyor.

Sosyal medyanın bireylerin kendi tavırlarını, karakterlerini, fikirlerini ifade edebildikleri bir platform olarak incelenmesi sosyal bilimler açısından kıymetlidir. Ama esas bundan daha çok önemsenmesi gereken boyutu bulunmaktadır. Sosyal medyadaki belirleyici etkiye sahip olan hegemonik söylemin, gücün artık insanların tavırlarını, beğenilerini, kendilerini ifade ediş ve tanımlama biçimlerini de şekillendirdiğini fark etmek gerekiyor.

Yani insanların kendi düşünceleri, beğenileri, tercihleri, zevkleri sandığı şeyler aslında büyük oranda modalar ve trendler halinde egemen söylemi oluşturanların etkisiyle oluşuyor.

Birkaç tane influencer yaptı diye veya bir dizide bir sahnede yer verildi diye "cool" bir tavır olacağı sanıldığı, daha fazla etkileşim alınacağı varsayıldığı için kafasından aşağı buzlu su dolu kovayı dökenleri, gece yarısı Dubai çikolatası sırasına girenleri iyi biliyoruz. Ya da sırf moda oldu diye bu ara âdeta Instagram'ı at çiftliğine çevirip, geçici bir modanın akımına kapılıp binicilik fotoğrafları paylaşıp bundan 1 sene sonra atların yüzüne bakmayacak olanları da görüyoruz. Bunun üzerinden statü elde edeceğini, kendisini diğer insanlardan sınıfsal olarak ayırabileceğini düşündüğü için bu akımlara uyanları biliyoruz.

Şimdi de benim çocukluğumdan itibaren ömrümün çoğunun geçtiği, her köşesinde bir hatıramın bulunduğu Ankara'da o kadar şey varken bir tabelanın önüne her gün yüzlerce kişiyi tabelaya asılıp fotoğraf çekilmek için sıraya sokan saçma sapan akım da bunun bir parçasından başka bir şey değil.

Ankaralıların, şehirlerinin sürekli olarak popüler kültürde ve genel olarak her bakımdan hakkının yendiği fikrine ben de iştirak ediyorum. Özellikle sürekli İstanbul gibi bir dünya imparatorluğu payitahtıyla kıyaslanmak da Ankara için büyük bir talihsizlik, bunun da farkındayım. Lâkin böyle saçma sapan akımlar üzerinden bir kent kimliği üretmenin, "bakın Ankara öyle anlatıldığı gibi sıkıcı, gri bir yer değil algısı"nı oluşturmanın başka yolları da olmalı. En azından eğer dert biraz olsun buysa, bundan daha şık ve en azından insan mantığına uyan bir yolu da olmalı. Ankara'nın ikonik pek çok köşesi varken, yüzlerce kişiyi bir tabelanın önünde kuyruğa sokan motivasyon nedir?

Yazının devamı için:https://www.aksam.com.tr/yazarlar/oguzhan-bilgin/ankaradaki-tabela/haber-1618308

Bu haber toplam 178 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İsrafil Kuralay: Edep Ya Hu13 Kasım 2025 Perşembe 11:32
  • Oğuzhan Bilgin: Ankara'daki tabela13 Kasım 2025 Perşembe 11:30
  • Gökhan Özcan: Konfor almak için ne veriyoruz?13 Kasım 2025 Perşembe 11:28
  • Ahmet Varol: Suriye cumhurbaşkanının ABD ziyareti13 Kasım 2025 Perşembe 11:24
  • Yaşar Değirmenci: Öncelikli Meselemiz: Aile ve Gençlik12 Kasım 2025 Çarşamba 11:39
  • Hüseyin Öztürk: Tam otuz yıl saatim işlemiş12 Kasım 2025 Çarşamba 11:37
  • Mustafa Kutlu: Eskici pazarı12 Kasım 2025 Çarşamba 11:35
  • Adnan Öksüz: Osman Yüksel Serdengeçti...12 Kasım 2025 Çarşamba 11:32
  • Mustafa Tekin: Aklın üç hâli12 Kasım 2025 Çarşamba 11:30
  • Hüseyin Öztürk: Topkapı Sarayı Saat Müzesi11 Kasım 2025 Salı 11:51
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim