Nasıl "Metal yorgunluğu" denilen bir olgu varsa, toplumsal yaşamımızda da "Kavramların yorgunluğu" olgusu ile karşı karşıya değil miyiz? "Cemaat" kavramının yorgunluktan bitap düşüp "Örgüt"e dönüşmesine tanık olmadık mı? "Hukuk" paralel yargıda takla ata ata "Gukuk"a dönüşürken, "Ceza-evi" kavramı da "Tahliyeevi" oluvermedi mi?
Cumhurbaşkanı Gül'ün bile bu durumlara şaşırdığını ve mesela
"İnsanları kesenlerin, dillerini kesenlerin 7 yıl sonra tahliyesi vicdanları rahatsız ediyor.
Bunu giderecek düzenlemeler yapılmalı" dediğini duymuyor muyuz?
Cumhurbaşkanı dün Nijer Cumhurbaşkanı Issoufou Mahamadou ile birlikte düzenlediği basın toplantısında da şöyle konuşmuş: 
Acaba anladı mı? 
"-Uzun tutukluluk süreleri bir nevi cezaya dönüşüyor, diğer taraftan uzun süre içinde karar verememek kabul edilebilir bir şey değil.
Eğer 5 yıl içinde faili yakalanan olaylarda karar verilemiyorsa, hepimizin ciddi ciddi düşünmesi gerekir.
Bu kadar uzun süre içinde karar vermemek, gerçekten kabul edilebilir değil. Danıştay davasında bile aynı gün failler yakalanmasına rağmen karar verilemedi."
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2014/03/12/meger-metaller-gibi-kavramlar-da-yorulurmus































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.