• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Mehmet Niyazi'den: Bir çığlık

Mehmet Niyazi'den: Bir çığlık
Son yıllarda çalışmalarını kültür ve medeniyet konularında yoğunlaştıran Prof. Dr. Sadettin Ökten "Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı" adında okunmaya değer bir kitap yazdı.

Eser baştan sona köklü bir acının ifadesidir. Sadettin Ökten, kendisiyle yapılan röportajda İstanbul'un kurtuluşunun ancak yeni bir insan tipiyle mümkün olabileceğini belirtiyor. Söylediği doğrudur; zira insanın mantalitesi dağa taşa yansır. Öyle bir tip oluşturulmadan alınan bütün tedbirler arızidir.

Kitap, Yahya Kemal'in "Bir Tepeden" şiirinin yorumlanmasıyla başlıyor: "Rüya gibi bir akşamı seyretmeye geldin/ Çok benzediğin memleketin her tepesinde/ Baktım konuşurken daha bir kere güzeldin/ İstanbul'u duydum daha bir kere sesinde". Ökten, bu şiirin iyi anlaşılması için Osmanlı'nın İstanbul'una bizi götürüyor; "Karşı sahildeki bir tepeden eski İstanbul'un merkezi olarak adlandırılan ya da "Nefs-i İstanbul" denilen kalbine bakıyoruz. Buradan Boğaziçi, Haliç'in her iki yakası, Marmara ve bugünkü adıyla tarihî yarımada eski ismiyle Nefs-i İstanbul çok açık görülmekte." Bu bölgeyi, karşısındaki Beyoğlu'nu, Boğaziçi'ni ve Üsküdar'ı gösteren eski resimlere bakınca, insanı rahatlatan bir manzarayla karşılaşıyoruz.

Ökten, mühendistir; ama sıradan bir mühendis değil, bilgisini kültürüyle olgunlaştırmış bir mühendis. Aksi takdirde bizleri çileden çıkartacak şu satırları yazamazdı: "Bir şehrin silüeti bir insanın profili gibi, hatta ondan çok daha fazla ölçüde bilgi verir ve izlenim uyandırır. Şehrin dokusu ise yüzdeki çizgiler, vücut hatları ve hatta alışılmış davranışlar gibi şehir, şehri kuranlar ve o şehirde yaşayanlar hakkında ipuçları verir ve duygusal açılımlara zemin hazırlar. Mümkün olsa da bir şehrin tümüyle uykuya daldığı bir saatte lacivert gökyüzü zemin üzerinde o şehrin silüetini görebilsek. ..."Daha düne kadar insana huzur veren, ebedi saadetin ne olduğunu duyuran o güzelim İstanbul şimdi ise değişik yerlerinden volkanik patlamalara uğramışçasına gökdelenlerin esiri olmuş; bu görünüş bizim olan her şeyi alıp götürmüş. Ökten, söz konusu faciayı anlatmak için şöyle bir giriş yapmış; "İstanbul değişiyor. Bu değişim yollarla başladı. Eski İstanbul'da yollar topografyaya hürmetkâr bir tarzda ve onun verdiği imkânlar istikametinde araziye en az müdahale ile inşa edilirdi. Çünkü onları inşa eden insanlar, üzerinde yaşadıkları arzın da İlahi bir emanet olduğuna inanmışlardı." Bundan sonra hoyratlığımızı anlatan, yürek yakan sayfalar devam ediyor.

Şiirde, "Baktım: Konuşurken daha bir kere güzeldin/ İstanbul'u duydum daha bir kere sesinde" dizeleriyle İstanbul'un kulağa hoş gelen, musiki ile yoğrulmuş, şurup gibi diline işaret ediliyor. O, bütün kültür havzamızın örnek alacağı bir ağızdı. O ağız İstanbul'u aksettiriyor, ondaki derinliği, naifliği duyuruyordu. Ne çare ki diplomalılarımız yabancı dile benzetmek için "yapoorum, geloorum" demeye başladılar; sonra da "yapacağım, geleceğim" diyerek inceldiler(!)

İstanbul'un, dolayısıyla kültürümüzün iki büyük sıkıntısı var: biri diplomalılarımızın şahsiyet zaafı; başkalarına benzemekle varlık olacaklarına inanmaları, diğeri ise hazmedemeyeceği kadar göç alması. Bu göç giderek azalacak; bir gün duracak, ama şahsiyet zaafımız ne olacak? Bu da ancak kültürel faaliyetlerle giderilir; çağı idrak eden dokuya sahip metafizik derinliği olan, bizi tarihi köklerimizle buluşturan roman, hikâye, şiir gibi sanat unsurlarıyla mümkündür. Beyni olan buna dair bir ışık damlası görebiliyor mu?

Sadettin Ökten'in çığlığını duyabilmek için kitabını duru bir kafayla okumak gerekir. Onun acısını duyabilirsek, yarınlarda var oluruz; çünkü acı kadar insan şahsiyetini yoğuran hiçbir şey yoktur.

17.09.2012 Zaman
Bu haber toplam 627 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim