***
Yalnızca İstanbul'da yıkılan cami sayısının da yüzlerce olduğunu kaç kişi biliyor, kaç kişi umursuyor?
Bu yüzden Yeni Şafak'ta 13 Eylül Perşembe günü çıkan Oktay Mehmet'in haberi son derece çarpıcıydı.
"Doktorun çabası kayıp camileri ortaya çıkardı" başlığı altında Dr. Erhan Sarışın'ın çabası anlatılıyordu.
Gördüyseniz, şu alt başlığı da okumuşsunuzdur: "İstanbul'da yıkılmış 800 eserin peşine düştü, 580'ini bulmayı başardı."
***
Yüzyıllardan bu yana hiçbir zarar görmeyen ve bütün ihtişamıyla bugüne ulaşan camilerdeki davranışları da irdelemek gerek.
Eğer cemaatle namaz kılarken, yanı başınızdaki kişi, imama sufle verir gibi sesli okumaya çalışıyorsa, o mekânı tiyatroya çevirmiş demektir.
Suflörün camide işi ne?
***
Hoca kürsüde vaaz verirken ve hutbeye çıktığında, hemen arkanızdaki iki kişi aralarında "mal geldiydi para gittiydi, oğlan arabasını vurduydu, kızın kaynanası şöyle dediydi, çocuğun öğretmeni şunu istediydi" türünden geyik muhabbeti yapıyorsa...
Birileri çorapsız geliyorsa...
Çoraplı olanlardan bazılarının çorabı yağır gibiyse, pis koku burun direklerini kırıyorsa...
Kıyafeti kir pas içindeyse...
Kimileri söylenenleri dinlemiyorsa...
Dinler gibi görünenlerden de bazıları kendi âlemine dalmış, duyup anlamıyorsa...
Bu durumda orasını birileri ev, birileri de ahır haline çevirmiş demektir.
Elin Rusuna Bulgarına kızmaya hakkımız kalır mı?
***
Ağır mı oldu?
Az bile.
Daha cep telefonunu kapatmayı bilmeyenleri, hutbe sırasında mesaj yazanları, içeriye telefonda konuşarak girenleri konu etmedik.
Camide ne için bulunduğunu idrak edemeyen, namaz kılmayı sadece şeklî bakımdan değerlendiren ve yatıp kalkmaktan ibaret sanan, cami adabından haberi olmayan, çevresindekilere saygısı bulunmayan, asgarî şartlara dahi uymayan birileri varsa...
Ve biz bunlardan fena halde rahatsızlık duyuyorsak, söylemeyelim mi?
"Kol kırılır yen içinde" deyip geçelim mi?
Aman ayıplarımızdan kimse haberdar olmasın diye mi düşünelim; görmezden mi gelelim?
Bu tür yanlışları düzeltmeyeceksek, başka ne yapacağız, hangi yanlışları düzelteceğiz?
Gidip yatalım o zaman.
Camide ne arıyoruz?
15.09.2012 Yeni Şafak






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.