• İstanbul 17 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 16 °C

Mehmet Seyfettin Erol'dan: Kerkük üzerinden Yeni Türkiyeye Derin mesajlar

Mehmet Seyfettin Erol'dan: Kerkük üzerinden Yeni Türkiyeye Derin mesajlar
Irak’ta Kerkük merkezli yaşanan son gelişmeler, bir önceki yazımızın başlığını bir kez daha teyit eden türdendi.
seyfettinerol22
Irak’ta Kerkük merkezli yaşanan son gelişmeler, bir önceki yazımızın başlığını bir kez daha teyit eden türdendi. “Irak Balkanları” olarak nitelendirdiğimiz “Kuzey Irak” bölgesi, enerji bazlı “Büyük Oyun”da “Yeni Ortadoğu” ve “Yeni Türkiye”yi de çok yakından ilgilendiren ve büyük ölçüde şekillendirme kapasitesine sahip olan olan etnik temelli yeni bir paylaşım savaşına itilmeye çalışılıyor. 

Hız kazanan çok boyutlu operasyon karşısında yerel ve bölgesel bazlı hareketlenmeler ve ittifak arayışları, bu süreçle ilgili endişeleri destekleyen ve hatta besleyen en somut göstergeler arasında yer alıyor. Bölgesel bir savaşın fitilini ateşleyecek adres ise Kerkük olarak ön plana çıkıyor.

Evet, Osmanlı’yı çöküşe sürükleyen unsurların arasında petropolitik boyutuyla öne çıkan, yeni devleti kendi sınırları içerisine mahkum eden Misak-ı Milli’nin vazgeçilmez parçası Kerkük bir kez daha gündemde. 
“Yeni Ortadoğu”da “Pandora’nın Kutusu”...

Kerkük’te 4 Aralık’ta istihbarat müdürlüğüne yönelik saldırıyla başlayan ve şehir merkezindeki alışveriş binasında devam eden, 5’i terörist olmak üzere 15 kişininölümü, 109 kişinin de yaralanmasıyla sona eren çatışmanın zamanlaması oldukça dikkat çekici. 
Ankara-Erbil-Bağdat hattında ortak mutabakat ve gelecek arayışlarının söz konusu olduğu zamanda, özellikle Türkmen-Kürt çatış(tır)ması üzerinden Türkiye’yi çok boyutlu olarak zora sokması hedeflenen bu saldırı, şimdiden hedefine ulaşmış gibi...
Bu noktada, “Misak-ı Milli” hedefleri çerçevesinde Türkiye-Kuzey Irak bölgesi arasında “Derbent Ruhu”nun yeniden canlandırılmasına yönelik teşebbüslerin akamete uğratılmaya çalışılması asıl hedef olarak karşımıza çıkıyor.  Bunun dışında, Türkiye’nin bölgede “enerji terminali” olma, “enerji borsası” kurma hedefleriyle birlikte, başta Rusya ve İran karşısında “enerji güvenliğini” sağlamaya yönelik hamlelerini de unutmamak gerekiyor. 

Tüm bunların merkezinde yer alan, yerel-bölgesel bazdaki “Kürt Sorunu”nun halli yönünde tarihsel hafızanın devreye sokulmaya birlikte atılan adımlar da, burada “görünmez el”i bir kez daha Kerkük üzerinden devreye sokmuş görünüyor. Dolayısıyla, “oyun” ve “hesaplaşma” büyük!

“Petrol bombaları”...
Bunun için, Kerkük ve Türkmen faktörlerini bir sorun olarak gündeme getirmeye çalışan, hassas bir şekilde yürütülen “çözüm süreci”ni de hedef alan bu saldırıların hemen öncesi ve sonrasında yaşanan gelişmeleri göz ardı etmemek gerekiyor. 
Nitekim, saldırıların hemen öncesinde Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşet Salihi´ye yönelik Tezehurmatu’da gerçekleştirilen bombalı saldırı ve Kerkük’teki çatışmalar sonrası PKK’nın Yüksekova’da bir kez daha ortalığı kana bulamasıyla başlayan gelişmeler önemli.

“Büyük Kürdistan”a doğru “Barzani provokasyonu” olarak nitelendirilmekte gecikmeyen bu süreçte, Tezehurmatu ve Kerkük’te gerçekleştirilen saldırıların “Barzani’nin Kerkük Türkmenlerini yıldırma politikası sürüyor” ve “Barzani Kerkük’ü resmen istedi” şeklinde basında verilmesi bir tesadüf olmasa gerek. Dolayısıyla, sürece yönelik ciddi bir psikolojik operasyon söz konusu.
Hedef, “perde arkası” mı?

Biraz daha açmak gerekirse... Daha önceleri Türkiye ve Kuzey Irak arasında bir ihtilaf mevzuu olan Kerkük’ün geleceği noktasında bir süre önce Ankara ve Erbil’in ortak bir karara vardığı ve dolayısıyla da esas hedefin bu süreci sabote etmek olduğu iddia ediliyor. 
Burada Irak Türkmenleri, Türkiye’nin en zayıf noktası olarak ön plana çıkartılıyor. Nitekim, saldırılardan hemen sonra Salihi’nin bir heyetle Başbakan Erdoğan’ı ziyareti ve kendilerine “Türkiye her zaman Türkmenlerin yanında olmuştur. Bundan sonra da olmaya devam edecektir.” mesajının verilmesi de bundan kaynaklanıyor. Peki, Irak Türkmenlerini bu kadar hızlı bir şekilde hareket etmeye ve Türkiye’yi böylesi bir mesaja iten gelişme ne?
Ya Kürtler ya da Türkmenler?
Bunu da yine basından öğreniyoruz. IBKY Başkanı Mesut Barzani’nin Türkiye seyahatinin perde arkasını yazan Aksiyon’dan Haşim Kılıç’ın haberine göre, Barzani Başbakan Erdoğan’a Irak’ın durumunun böyle devam etmesi hâlinde bağımsız “Kürdistan”ı ilan edeceğini, bunun yanında PKK’nın bitirilmesi için Türkiye’ye her şartta destek vereceğini ve Ankara ile ortak hareket edeceğini söylüyor. Türkiye’nin bu teklifi kabul etmesi ise, son gelişmeleri tetikleyen arka planın önemli parçalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. 

Bu husus, bir şekilde Türkmenlere de yansıtılıyor. Fakat, tahmin edileceği gibi, çok farklı bir şekilde. Dolayısıyla, bu ziyaret ve mesaj kaçınılmaz oluyor. Aksi takdirde Irak Türkmenlerini kaybetme riski ortaya çıkıyor ki, komşu bir devletin bu hususta uzunca bir süredir yürüttüğü faaliyetler de biliniyor!
Gelişmeler sadece bununla sınırlı değil elbet; özellikle de, Kerkük’ün statüsü boyutuyla. Bunun için perşembeyi beklememiz gerekecek...
09.12.2013 Milli Gazete 
Bu haber toplam 1143 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim