Cuma günü Markar Esayan'ın ölüm haberini alıp hastaneye doğru yola çıktığımda aklıma bir gün önce WhatsApp'taki yazışmamız düştü.
Gündemdeki bir tartışmanın mizahını yapmıştık aramızda. Her zaman olduğu gibi...
Zaten onunla telefonda "Alo" diyerek konuşmaya başladığımız çok nadirdi. En kritik süreçlerde bile, konu ne kadar ciddi olursa söze "ortadan", umudun ve çözümün kapısını aralayan kararında bir espriyle başlardık.
Hangi birini sayayım... Gazeteden istifa edip işsiz kaldığımızda, darbe girişimini haber alıp telefona sarıldığımızda hatta pençesine düştüğü sinsi hastalığı öğrendiğimizde bile Markar'ın telaşa kapılıp ciddileştiğini hatırlamıyorum.
Bu soğukkanlılık onun zaman içinde çok daha iyi anladığım "teslimiyetinin" ve ondan kaynaklanan cesaretinin işaretiydi.
İşler zaten olacağına varacaktı. Bize düşen alacağımız tavrı işaret eden vicdanımızın rehberliğine güvenmek ve mutlaka harekete geçmekti.
Markar bu iradeyi hep gösterdi.
Devamı: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2020/10/19/bu-dunyadan-markar-gecti
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.