Tepki dediysem, kızmak, küfretmek, bağırıp çağırmaktan öteye geçemeyen; hukuki, yapısal, kültürel, siyasal, kavramsal karşılığı olmayan bir tepki.
Mine Söğüt’ü zaman zaman okurum. Bazı yazılarını yaptığımız sohbetlerde paylaştığım da olmuştur. Söğüt’ü toplumsal cinsiyet politikalarının amacını açık-seçik, lafı dolandırmadan yazdığı için önemli buluyorum. Örneğin yine bir 8 Mart sonrası Cumhuriyet’te yazdığı “Bırak Evi Bok Götürsün!” yazısı da bunlardan biriydi. Yazıya seçtiği başlık için “En sevdiğim Kadınlar Günü sloganıdır” diyerek, 8 Mart’ın, toplumsal cinsiyetin, feminizmin, İstanbul Sözleşmesi’nin amacını tek cümlede özetliyordu. Dediğim gibi, “aslında şöyle”, “aslında böyle” demeden, tabir-i caizse “dilini eğip bükmeden”, yumuşatıcı/narkoz kullanmadan kılıcını bileyip öyle yazıyor Mine Söğüt. Bence iyi de yapıyor. Toplumsal cinsiyet nedir, İstanbul Sözleşmesi ne amaçlar, bunları anlamayan ya da anlamamakta diretenler için adeta bir kullanma kılavuzu niteliğinde Söğüt’ün yazıları.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.