• İstanbul 14 °C
  • Ankara 11 °C

Muhsin Mete'yi dinlerken

M. Çetin BAYDAR

Türkiye Yazarlar Birliği’nin Cumartesi günü faaliyetlerinde bu hafta (22 02.2014) iki konu vardı. Birincisi Yazar okulu dersleri, ikincisi Muhsin Mete’nin “Televizyonculuğumuz” başlıklı  sohbeti.

Yazar okulunun bu  haftaki  dersini  Necmettin Evci verdi. Velut bir yazar olan  Sayın Evci’yi zevkle dinledik.  “Kitabını yazmadığın bir konuyu biliyorum, deme “ sözünü her halde  uzun zaman unutamam.

Muhsin Mete  dostumuz ise televizyonculuğun geçmişi ve geleceği konusunu dantela gibi işledi. Yaklaşık kırk yılını  kitlesel haberleşme  üzerine veren  sayın Mete’nin söylediklerinden not ettiğim hususları sadece başlık olarak verecek olursam:

*Kitle haberleşme araçları olan gazete, kitap, dergi, film,  ilh.. Sanayii Devriminin ürünleridir.

*TV, Sinemanın bütün özelliklerine sahip olması yanında fazla olarak onu seyretmek için evden çıkmamız gerekmez,

*Reklam TV oluşumlarında temel belirleyicidir, reyting alan tv yapımları varlığını sürdürür, hatta benzeri yapımları tetikler.

*Mc Luhan’ın dediği gibi araç mesajın ta kendisidir. Kitle haberleşme araçlarının arkasındaki  milli ve milletlerarası sermaye güçlerini tahlil edecek olursak  bunların toplumları yönlendirme çabalarını  görürüz.

TELEVİZYON PROGRAMLARINDAN MEMNUN OLMAYANLAR,  BU YAYINLARA MEMNUN OLACAKLARI BİR MUHTEVA KAZANDIRABİLİRLER Mİ?

Bu soruya “Evet” cevabı vermek mümkündür.

Tv yapımları: Kurgulanan yapımlar, bir diğer deyişle düzmece olaylar ve canlandırmalar serileridir.

Biz, eğer  insan eli değmemiş, her karesi ile yaratana ait olan belgesellerle TV  seyircisi önüne çıkabilirsek Hak’kın  sözünü ve yaratma gücünü ekranlarda sergilemiş oluruz.

Canlılar-Cansızlar, hayvanlar-bitkiler âlemini anlatan belgeseller, bu bağlamda ilk hatıra gelen konulardır.

Örneği daha da yaklaştırıp, mesela Kuşlar Âlemini ele alalım : Sınıfları çeşitleri, yaşadığı zeminler, beslenmesi çoğalması, birbirleri ile iletişimleri ile kuş dünyası haftalarca anlatılsa  ne biter ne de usandırır.

Dahası seyirciye her tekrarında “Allahuekber” dedirtir.

Sonuçta da hal-i hazır da bir malayâni  kutusu olan  Televizyon Ekranı, bir hikmet  levhasına dönüşmüş olur. Yine de doğrusunu ancak Allah (c.c.) bilir.

24.02.2014

Bu yazı toplam 1099 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim