Girişimcileri, kendilerini şöyle tanıtıyor:
"Türkiye'nin, daha iyi bir dünya için sözünü ve sesini yükseltebilmesi, ekonomik ve insani açıdan gelişmiş toplumlar arasında yer alması için 'Milli Teknoloji Hamlesini' gerçekleştirmesinin kaçınılmaz olduğuna inanan bir grup genç girişimci ve genç profesyoneliz."
Gençler 'dert'lerini şuradan alıyorlar: "Sanayi devrimini kaçırdık, 1970'lerde başlayan teknoloji devriminde geç kaldık; şimdi yakalama fırsatımız var ve geç kalırsak aramızdaki uçurumu kapatmak çok güç olacak. Ayrıca, teknoloji ithalatı giderek daha fazla bağımlılık yaratıyor ve bu da milli güvenlik sorunudur."
Hedeflerini de bir cümle ile özetliyorlar: "Teknoloji geliştiren bir Türkiye."
Vakıf, bu amaçla yetenekli gençleri yetiştirmek ve teknoloji geliştirme süreçlerine katılmalarını sağlamak için çaba gösteriyor; stratejik teknolojilerin milli ve özgün üretimini destekliyor.
Ortaokul düzeyinden başlayarak atölyeler kuruyor, teknik eğitimler veriyor, teknoloji girişimlerine yer, malzeme, danışmanlık veriyor, onların girişim sermayesi ve melek yatırım ağlarıyla buluşmasını sağlıyor.
Türkçesini söyleyeyim:
Hani, "Bir elimizden tutan olmadı ki" deriz ya...
T3 Vakfı, bu ülkenin gençlerinin, parlak beyinlerinin, güçlü yüreklerinin, marifetli yeteneklerinin elinden tutuyor.
En az bunun kadar önemli olan da şu:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti de onların elinden tutuyor, önlerini açıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.