Sekiz on yıl önce yine böyle bir kurak mevsim yaşamıştık. O günlerde bu sütunda aşağıdaki yazıyı yayımlamıştım. (Yazılarıma tarih koymamak gibi kötü bir alışkanlığım var.) Dünyada yaşanan iklim değişikliği “Hududullah”ı tanımayan insanoğlunun tabiata karşı açtığı savaşın neticesidir. Görünen odur ki önümüzdeki yıllarda “su kıtlığı” başlıca sorunlardan biri olacak. Bu münasebetle bir tedbir teklifi olarak aynı yazıyı bir kez daha yayımlıyorum.
“Dünya nihayet suyun kıymetini anladı” diyeceğim ama, diyemiyorum. Çünkü insanoğlunun “dünya nimetleri” ile arasında epeyce bir zamandan beri istismara dayalı bir münasebet var.
İlk mektepte bize insanın tabiatla savaşı anlatıldı. Bu savaşta tabiat vahşi, insan medeni idi. Medeni insan tabiatta kendinden başka hiç bir varlığa verilmemiş olan “aklını” kullanarak diğer varlıklar üzerinde bir hakimiyet kuruyor; onları istediği gibi kullanıyordu. “Ve insanoğlu vahşi tabiatı yenerek ona hâkim oldu” denilip nokta konuluyor, bu eylem bir zafer olarak algılanıyordu. Bize bu zaferi kazandıran kişilerin hayat hikâyeleri de öğretildi, onlara hayran olmamız sağlandı.
Zamanla bu ünlü kişilerin bazı şirketler hesabına çalıştıkları ortaya çıktı. Şimdi tabiattan özür dilemenin zamanıdır ama nerde o basiret, nerde o feraset.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/mustafakutlu/sarniclara-donmek-2057408
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.