"Sonbahar" kelimesinden ziyade "güz" demeyi seviyorum. Yerine göre her ikisini de kullandığım olmuştur ama, "güz" başka.
Sonbahar çok çıplak, acımasız, domdom bir kelime. Bir densiz doktorun kanser hastasına umursamaksızın hastalığını söyler gibi. "Son", yani bir daha bahar göremeyeceğiz. Güz gülleri gibiyiz.
"Güz" ise kendini ele vermiyor. Gizemli. İsteyen sonundaki "z" harfine tutunup "hüzn"e kadar gidebilir. Her aşkta az da olsa hüzün yok mudur?
Derken bir sarı yaprak daireler çize çize önüme düşüyor. Bir süre bakışıyoruz. Yaprak "Yeter artık veda zamanı, git" diyor. Doğru, gitmeli. İşte bu tam "sonbahar". Bir çöpçü gelecek süpürecek onu. Tabuta benzer çöp arabasına atılacak, sonra toprağa karışacak. Doğal ama gözlerimiz nemleniyor işte.
Yazının devamı için : http://yenisafak.com.tr/yazarlar/MustafaKutlu/guz/35061































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.