Arafat Dağı'nda tenzihi ilahiyi Eş'ari teviliyle anladığına dair önemli bir açıklama yaptı. Sözleri arasında doğrudan İmam Eş'ari'ye bir atıf yoktu keza Eş'arilik ifadesi geçmiyordu lakin konuşması Eş'ariliğin bir nevi mahiyeti ve teyidi idi. Bu konuşması akla Ebu Hamid bin Merzuk'un kaleme aldığı Beraatül Eşariyyin kitabını getiriyor.
Allah'ı tecsim veya tahayyuza düşmeden yani ona mekan ve zaman ve yön isnat etmeden anlamanın gereğinden bahsediyordu. Zahiri naslar üzerinden yaratanı yaratılmışların seviyesine veya makamına düşürmek onu edilgen durumuna sokmaktır. Hem de zaman ve mekana ebediyet veya ezeliyet mertebesi atfetme zorunluluğu doğar. Kıdemiyet durumu belirsiz bir hale gelir. Halbuki o faalun lima yürid'dir. Tevhit anlayışıyla alakalı olarak kısaca şunları söylüyor: Allah ile ilgili aklına ne geliyorsa gerçek onun hilafınadır. La tücessim: Allah'ı cisim olarak algılama! La tuhassis: Yaratanı maddi surete büründürme. Er Rahmanu ala arşi's teva. Haber verdiği gibi arşa istiva etmiştir. Bu muradı veçhiledir. Kastettiği anlamdadır. Hulul ve intikalden beri ve münezzeh bir istivadır. Maddi/mahsus bir varlık olmadığından arş onu taşımaz. Ne de kürsiye sırtını verir veya yaslanır, dayanır. Arş ve yüklenenleri, kürsi ve azameti hepsi lütfü kudretiyle taşınmaktadır.
Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2024/06/20/arafat-konusmasituhfesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.