Bir yandan yabancı dil savaşına müstağrak olurlar, öbür yandan derslerin çoğu onların üzerindedir. Bir de 2 veya 3 senede bir sözleşme yenilemesi derdiyle boğuşurlar. Akademik danışmanlıklar da çoğu üniversitede bu gariplerin omuzundadır. İddia ediyorum; bugün Yardımcı Doçentleri üniversitelerden çeksek, üniversiteler çöker!... Bu kadar iddialıyım.
Bu gariplerin bir de ev geçindirme derdi vardır. Yardımcı Doçentlik maaşlerı ve ders ücretlerinin hepsi neredeyse taksitlere gider. Ne yapsınlar?... Evlenmişlerdir; çoluk çocuğa karışmışlardır. Bilimsel çalışmayla mı boğuşsunlar, geçim derdiyle mi?
Yardımcı Doçentler o kadar talihsiz ki, 57. Hükumet, Profesörlere ve kıdemli doçentlere 500 TL zam yaptı; hangi düşünceyle hareket ettiyse, Yeni Doçentleri ve Yardımcı Doçentleri atladı.
İmdiiiii!...
Sayın Hökümat, Sayın YÖK ve bilumum “Sayın”lar sözüm sizlere.
Unutulan Yardımcı Doçentler başta olma üzere bütün akademisyenlerin hayat standartlarını yükseltme zamanıdır. “Nasıl olsa rektörler ve üst yönetimlere getirilenler adamlarımız. Onlar yok makam ücretiydi, yok döner sermayeydi, yok sıfırlanan ders ücretleriydi derken durumlarını iyileştirmişlerdir. Bize ne geri kalanlardan!... Biz adamlarımızı kurtaralım da...” diye düşünürseniz, sandıkta hayal kırıklığına uğrarsınız.
Üniversiteler patlamak üzere.... Yargıdan sonra bir de üniversiteler kaosa sürüklenirse, sütre gerisinde bekleyenlere gün doğmuş olur. Hem üniversiteler “paralel-maralel” bakmazlar meseleye. Oradaki dalga dip dalgasıdır ve çarpınca tsunami etkisi yapar.
Haberiniz olsun...
Gezi olayları ile ilgili dediklerimi dinlemediniz; bari bunu dinleyin.
Bişi biliyoz da yazıyoz. Benden söylemesi.
13.01.2014 Habervaktim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.