Hala ve ısrarla, kimi görüşlere kesinlikle katılmıyorum. Pek yakında ortaya çıkacak bazı gelişmelerin de beni haklı çıkaracağını öngörüyorum.
Türkiye’de olup biten kavga, kuşkusuz kendi iç dengelerimiz üzerinden devam eden, ama çok daha geniş ölçekte uluslararası bir mücadelenin yansıması. Başka bir ifadeyle içeride devam eden kavganın aktörleri, aynı zamanda dünyadaki bir ayrışmayı da temsil ediyor.
Bu konuyu ısrarla öne çıkarmamın bir nedeni var. Kavganın taraflarından birisi, kuşkusuz yıllardır taktik adımlarla geliştirdiği uluslararası ilişkiler ağını, şimdi stratejik bir kavganın ana unsuru olarak kullanmanın peşinde. Cemaatin uluslararası ilişkilerinin, dünyanın pekçok ülkesinde açtığı okullardan ibaret olmadığını, perde arkasında bir aklın, zihniyetin olduğunu ve bunun sıradan sayılmaması gerektiğini, bilmesi gereken herkes biliyor zaten.
Ancak bu gücün ve ilişkiler ağının Türkiye’yi yönetmek üzere yola çıktığını, tam da bu nedenle Başbakan Tayyip Erdoğan’ı devirmek üzere harekete geçtiklerini söylersek, orada biraz durmak gerekiyor. Cemaat tarafında bu söylediğimiz ‘motivasyon’ varsa, yani gerçekten Türkiye’nin onlara teslim edileceğine inanıyorlarsa, orada da biraz durmak gerekiyor.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/dunyaya-savas-acmak/yazi-844175































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.